Edip Akbayram, Yön Radyo’da katıldığı bir programda Başak İkiz’in sorularını yanıtlamıştı. Müzik yaşamında en çok Aşık Mahzuni Şerif’ten etkilendiğini ifade eden Akbayram, Mahzuni ile tanışmalarını şöyle anlatmıştı:
Ben 1972 Altın Mikrofon birinciliğimi kendi bestemle kazanmıştım. Bu Aşık Veysel üstadımızın Kükredi Çimenler diye bir şiiriydi. Onunla yarışmaya girdim. Birinci oldum. Tabi birinci olduktan sonra 45’lik plak çıkacak arkasına bir beste lazım. Derken karşıma türkü çıktı. Tanrım bana bir can vermiş boşu boşuna… Bunu yapan kim dedim? Aşık Mahzuni Şerif dediler. Tabi o zamanlar telif hakları, izin falan olmadığı için ben Mahzuni babanın Boşu Boşuna eserini 45’liğin arkasına koydum. 45’lik piyasaya çıktı. Benim bestem bir tarafa ama Boşu Boşuna tavan yaptı.
Benim toplumcu müzik yapmamdaki en büyük ustalardan birisi Nazım Hikmet, biri de Mahzuni Şerif. İnsanların aydınlanmasında çok önemlidir Mahzuni Şerif ve Nazım’ın şiirleri. Şimdi ben aramaya başladım. Kimdir Aşık Mahzuni Şerif? Nerede yaşar? Maraşlıdır. Afşin’in köyünde yaşar. Ben o zaman şirketimden, “ya bu ozanımızın albümünü izinsiz yaptık ama günün geçerliliğinde telif neyse, siz bana verin” dedim ve Mahzuni babayla tanışmaya Berçenek köyüne gittim. Dedim “baba, senden habersiz bunu yaptık ama bugünün koşullarında bu sizin emeğiniz değil ama telif hakkınızı getirdim deyip zarfın içinde verdim” Edip kardeş dedi, benim bu kadar parçalarımı herkes yaptı ama kimse bana böyle bir şey getirmedi. Çok teşekkür ederim, çok naziksiniz falan dedi. Ve parçayı dinlettim. O zaman küçük pikaplar vardı 45’lik çalan. Dinledi.
Dinledikten sonra şunu söyledi, yahu Edip, benim o kötü parçamı sen ne güzel yapmışsın. Daha sonra da beni misafir etti. Damda yattık. Cibinlikte yattık. O günleri hiç unutamam.
O zaten Berçenekli Aşık Mahzuni kitabında şunu söyler: Benim türkülerimi en güzel Edip Akbayram söylemiştir. Ve bütün türkülerim izinsiz olarak kendisi tarafından okunabilir iznini de vermiştir.