Eşi parasını çaldı, sevgilisi şiddet uyguladı, annesi şantaj yaptı, babası dolandırdı… Sahnenin en beğenilen sesiydi, dünya ona hayrandı ama o mutlu değildi. Lyndsy Spence’in kaleme aldığı ve 1 Haziran’da satışa sunulacak kitap Maria Callas’ın hayatını anlatıyor. Spence kitabı hazırlarken, daha önce Callas’ın hiç yayınlanmamış anılarına, mektuplarına ulaşarak tüm gerçekleri ortaya dökmeye hazırlanıyor.
Callas, başarılı bir opera sanatçısı olduğu kadar sansasyonel de bir figürdü. Özellikle Giovanni Battista Meneghini ile yaptığı evlilik sırasında zengin iş insanı Aristotle Onassis ile aşk yaşaması tüm magazin dünyasının dikkatini çekmişti. Ne var ki genç kadın, ne evliliğinde ne de ilişkisinde mutluluğu yakalayabildi.
KOCASI PARASINI ÇALDI, SEVGİLİSİ ŞİDDET UYGULADI
Lyndsy Spence’in ortaya çıkardığı mektuplarda Callas’ın yaşadığı dram da ortaya çıkıyor. 1966’da Onassis ile yaşadığı ilişkide şiddet, hayatını tehdit etmeye başlar ve Callas’ın yakın arkadaşlarının günlüğünde Onassis’in ona nasıl ilaç verdiği, cinsel taciz denilebilecek rahatsız edici olayların detayları yer alır. O günlerde Callas şöyle yazar: “Onun beni arayıp tekrar işkence etmeye başlamasını istemezdim.”
Meneghini ile evliliği için ise; “Kocam, evli olduğumuzdan beri her şeyi kendi adına alıp paramın yarısından fazlasını çaldıktan sonra hala beni rahatsız ediyor. Ona güvenmekle aptallık ettim.”
Spence’in Maria Callas’ın hayatına dair ortaya çıkardığı bir diğer detay ise profesyonel yaşamı ile ilgili oldu. Callas vaftiz babasına yazdığı bir mektupta; Julliard Müzik Okulu’nun o zamanki başkanı Peter Mennin’in kendisine aşık olduğunu ancak bu aşkın kendisinde karşılığı olmadığı için Mennin’in fakülteyi ona karşı çevirdiğini yazıyor.
ANNE VE BABA SEVGİSİNİ TATMADI
Maria Callas’ın acıklı hayatı eş ya da sevgili seçimleriyle başlamıyor. Savaş sırasında annesi fahişe olarak çalışan Callas, annesinin kendisini Nazi askerlerine satmaya çalışmasını hiç unutmuyor. Callas ünlendikten sonra annesiyle arası iyice açılıyor ve annesi basına hikayeler satıyor. Callas’ın kendisi hakkında konuşmasını engellemek için de şantajlar yapıyor. Şantaj içerikli mektuplarından birinde şu satırlar yer alıyor: “Mütevazı kökleri olan sinema seçkinleri zengin olunca ne yapar, biliyor musun? İlk ay paralarını ebeveynlerine bir ev almak, onları lüksler içinde yaşatmak için harcarlar. Şimdi ne diyeceksin Maria?”
Callas, annesiyle ilgili; “Uzun zaman önce benim için gerçek bir anne olsaydı, ona değer verirdim” demişti.
Callas’ın babasıyla ilişkisi de pek iyi değildi; Callas’a mektup yazıp bir hastanede ölmek üzere olduğunu söyleyip para istemiş. Oysa o sırada Callas’ın babası sadece küçük bir rahatsızlık geçiriyormuş.
Callas anılarında annesi ve babası ile ilgili şu cümleleri kuruyor: “Anne ve babamın egoizminden, bana karşı ilgisizliklerinden bıktım…”
EZELİ REKABET
1923’te New York’ta yoksul Yunan göçmenlerin çocuğu olarak dünyaya gelen Callas, operanın en saygı duyulan şarkıcılarından biriydi. Covent Garden’daki Tosca performansları, tüm zamanların en büyük opera performansları arasında gösterildi.
Aynı dönemde sesiyle takdir toplayan Renata Tebaldi ile sık sık karşılaştırıldı ve hatta iki kadın arasında basının aracı olduğu söz düelloları yaşandı. Bu sözlü savaşlar sonunda Callas’ın Tebaldi için “keşke onun sesine sahip olsaydım” sözleri ve Tebaldi’nin de Callas’ı en iyi ses olarak nitelemesi üzerine savaş bitmişti.
Ne var ki Callas’ın notlarına, yazdığı mektuplara göre Tebaldi ile sürtüşmeler opera binasında uzun süre sert bir şekilde devam etmiş.
GÖRMEZDEN GELİNEN SAĞLIK SORUNLARI
Spence’in araştırmaları sonucunda; 1977’de ani bir kalp krizi ile ölen Callas’ın sağlık durumuyla ilgili de farklı bilgiler ortaya çıkıyor. Spence; uyuşturucu bağımlılığı ve birkaç kez sesini kaybetmesine dair yeni bilgilerin yer aldığı kitapta bunlara da değineceğini belirtiyor: “Onu ölmeden önce tedavi eden nöroloğu buldum. Callas 1950’lerde semptomları başlayan nöromüsküler bir bozukluktan muzdarip, ancak doktorlar tarafından “deli” denilerek kovuluyor.”