Meclis’te 13 Ekim 2022’de kabul edilen ve “Sansür yasası” olarak değerlendirilen “Dezenformasyonla Mücadele Yasası” tartışılmaya devam ediyor.
Gazetecileri susturma ve gözdağı verme amacıyla kullanılan yasa kapsamında son olarak gazeteci Tolga Şardan tutuklandı. Deprem döneminde gazetecileri baskılama aracı olarak devreye konulan düzenlemenin, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istenen 29’uncu (Halk arasında panik yaratmaya, gerçeğe aykırı bilgi paylaşma) maddesi uzun bir süredir tartışılıyor. Mevcut yasanın Resmi Gazete’de yayınlanmasının ardından CHP tarafından yasasının iptali için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuru yapıldı. AYM yasanın, 8 Kasım’da görüşüleceğini açıkladı.
“BU MADDENİN İPTAL EDİLMESİ GEREKİYOR”
BirGün’den Kayhan Ayhan’ın haberine göre; AYM’nin yarın görüşeceği karar öncesi BirGün’e açıklama yapan basın meslek örgütü temsilcileri yasanın iptal edilmesini istedi:
Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş: Geçtiğimiz sansür yasası gündeme geldiğinde birçok meslek örgütü ile birlikte bu yasanın basın özgürlüğünü tamamen yok edeceğini ifade etmiş ve geri çekilmesini talep etmiştik. Hem yaptığımız eylemlerde hemde TBMM yaptığımız görüşmelerde iktidar tarafı bu dezenformasyon maddesinin gazetecilere uygulanmayacağını söylemişlerdi. Ancak geride kalan bir yıl içerisinde 29 gazeteciye bu kapsamda soruşturma açıldı, 6 meslektaşımız gözaltına alındı, 4’ü tutuklandı. Bu madde tam da tahmin ettiğimiz gibi meslektaşlarımızın yaptığı gerçek haberlerin topluma ulaşmasını engellemek için dezenformasyon suçlaması ile erişim engellerini getirdi. 8 Kasımda Anayasa Mahkemesi bu maddeyi görüşecek, bizler de meslek örgütleri olarak Anayasa Mahkemesi önünde sessiz bir eylem gerçekleştireceğiz. Basın özgürlüğü için toplumun haber alma hakkı için bu maddenin iptal edilmesi gerekiyor.
RSF Türkiye temsilcisi ve Bianet medya özgürlüğü raportörü Erol Önderoğlu: Anayasa Mahkemesinin “Dezenformasyon” düzenlemesinin yarattığı hukuksuzluğu şimdiden tescil etmelidir. Eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, asıl kendisi bir dezenformasyon rüzgarına öncülük ederek, daha oylanmadan bu düzenlemeyi meşru kılmak için yoğun çaba göstererek mesleğimize büyük kötülük etti. Yürürlükte olduğu ilk yılında TCK’nin 2017A maddesi, çoğu yerel habercileri hedef aldıktan sonra ülkenin en önemli araştırmacı gazetecilerinden Tolga Şardan’ın hapsedilmesine zemin oluşturdu. Bu taciz, BirGün gazetesi üzerinde de seri soruşturmalar biçiminde kendisini gösterdi. Anayasa Mahkemesi, yaygın soruşturma ve kovuşturmalar yanı sıra dört habercinin tutuklanmış olmasını da dikkate alarak maddenin gazetecilik alanında doğurduğu tacizi de gözardı etmemelidir.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş Direktörü Veysel Ok: AYM’nin geçmişte gazetecilik ile ilgili verdiği kararları dikkatle incelediğimiz de beklentim bu yasanın iptal edilmesidir. Eğer bir politik arka plan yoksa ve AYM geçmiş içtihatlarına uyumlu bir karar verecekse; bu yasanın AYM’ye aykırı olduğu çok net. İktidar kendisi dışında hiçbir kaynaktan önemli toplumsal olaylarla ilgili bir bilgi akışı olmasını istemiyor. Ok, MLSA olarak AYM’ye, bu yasayı iptal etmelerini talep ettikleri bir mektup yolladıkları bilgisini de paylaştı.
EVRENSEL’DEN DAVAYA ÇAĞRI
Basın İlan Kurumunun (BİK) Evrensel’in resmi ilan ve reklam yayımlama hakkını iptal etmesine karşı gazetenin açtığı davanın ilk duruşması 28 Kasım’da İstanbul’da görülecek. Evrensel’den yapılan açıklamada, “Okurlarımızı, bu davaya sahip çıkmaya, Evrensel’e abone olmaya çağırıyoruz” denildi.