Sözcü’den Yusuf Demir’in haberine göre; Bilim Akademisi, İstanbul’daki haftalık vefat sayılarını gösteren verileri açıkladı. Bilim Akademisi’nin salgının ilk döneminden bu yana haftalık olarak düzenli yayınlanan grafiği, resmen açıklananın çok üzerinde salgına bağlı ölüm yaşandığını ortaya koyuyor.
Bilim Akademisi’nin grafiğine bakıldığında şaşırtıcı bir durum daha dikkat çekiyor. Grafik, neredeyse geçtiğimiz yılla paralel bir dalgalanma izliyor. 2020’de Mart Nisan aylarında yaşanan ve birinci dalga olarak değerlendirilen vaka ve ölüm artışı, 2021’in aynı haftalarında da tekrar ediyor.
Türkiye geneli vaka ve ölüm verilerindeki seyir de farklı değil.
Grafik, böyle devam ederse önümüzdeki haftalarda çok ağır bir tablonun eşiğinde görünüyor.
Aşılamaya rağmen tablodaki eğilimin 2021’de değişmediği, bunda yeni varyantların yanı sıra geçen seneki kısıtlamaların tamamen kaldırılması akla gelebilir.
Bu endişe verici tabloyu Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan SÖZCÜ için değerlendirdi .
“Önümüzdeki haftalarda geçtiğimiz yılda olduğu gibi ağır bir dalgalanma yaşanabilir mi, korkmalı mıyız?” diye sorduk.
Prof. Dr. Ceyhan’ın çarpıcı tespit ve değerlendirmeleri şöyle:
Önümüzdeki haftalarda güçlü bir dalgalanma tabi ki bekleyebiliriz. Hiçbir önlem almadığımızı görüyoruz. Geçtiğimiz sene en azından kamu sektöründe uygulanan bir kademeli mesai vardı. Bu toplu taşımadaki kalabalıkları azaltıyordu. Okullar kapalıydı, birçok işyerinde esnek çalışma teşvik ediliyordu.
Şimdi bunların hepsi kalktı. Okullar açıldı. Şimdi pencereler açılabilir ama yakında havalar soğuyacak. Bir varyant çıkabilir. Bu varyant çok öldürücü olabilir. Aşı bu varyant üzerinde çok etkili olmayabilir. O zaman hiç beklenmedik rakamlar da ortaya çıkabilir.
Mart’ta Nisan’da 50-60 binlere çıktığımız gibi… Vaka eğrisi yapısı gereği zaten düz seyretmez. Dalgalanmalar olur. Bu dalganın ne kadar büyük olacağı, sizin ne kadar önlem alacağınıza ve etken olan virüsün özelliklerine bağlı.
“AŞILAMA HIZLANMALI”
Üç önemli bulaş kaynağı var: Ev, işyerleri ve toplu taşıma araçları. Eve bir şey yapamayacağımıza göre toplu taşıma ve kalabalık işyerlerinde gerekirse vardiya usulü çalışarak önlem alınmalıdır. Bunu sadece kamu değil özel sektör de uygulamalıdır.
Aşılamanın hızla tamamlanması gerekiyor. İş uzadıkça biz bir yandan aşı yapmaya yüzde 80’e ulaşılmaya çalışırken, diğer yanda aşı yaptıklarınız bağışıklığını kaybetmeye başlıyor.
Bu salgın kontrol edilmek isteniyorsa aşılama hızının mutlaka artırılması gerekiyor. Aşı kararsızlığının ortadan kaldırılması için ciddi faaliyet yürütülmeli ve tedbir alınmalı. Sanıldığının aksine sosyal medyadaki aşı karşıtlığı falan değil, özellikle Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgesindeki dini ve feodal yapı… Buradaki aşiretlerin, cemaatlerin, grupların başındaki insanların söylemleri etkili oluyor. Devletin o insanlara dönük bir faaliyeti olmalı. Önceki yıllarda aşı kampanyalarında bu yapıldı. Ama bu biraz bırakılmış gibi…
EVE KAPANMA DEĞİL, KADEMELİ MESAİ YA DA VARDİYA
Diğer taraftan da insanlar bireysel tedbirleri daha iyi uygularken, devletin de bazı kısıtlama önlemleri alması lazım. Bu da eve kapanma değil. Bunun sorunu çözmediğini gördük. Tam tersine bütün hafta boyu dışarıda olan insanları hafta sonu eve kapatıyorsunuz. Birinde virüs varsa daha kolay evdekilere geçiyor. Esas önemli olan büyük işyerlerinin bir an önce kademeli mesaiye geçmesi, esnek çalışma uygulaması… Yine de sosyal mesafe sağlanamıyorsa vardiyalı çalışma sistemine geçilmelidir.
Salgının bir bedeli var. Belki o işyeri sahibinin hoşuna gitmiyor ama insanlar bundan kurtulamadığı için kendileri de zarar edecek.
ÖLÜM ORANI İKİ KATINA ÇIKTI
Şimdi zaten 4. dalganın içindeyiz. İlk iki dalga orjinal virüsle olmuştu. Orda ölüm oranı binde 9’du. Sonra 3. dalga Mart-Nisan ayında Alfa varyantıyla oldu. Orda binde 6’ya düştü ölüm oranı. Şimdi bu delta varyantında binde 11. Ölüm oranları daha önceki üç dalgaya göre daha yüksek.
AVRUPA VE TÜRKİYE’DE AZALMA YOK
Bundan sonra böyle mi devam edecek. Kasım’da bir artış mı göreceğiz açıkçası genel dünyadaki duruma bakınca yavaş yavaş ölüm ve vaka sayısında bir azalma var. Bu azalmayı oluşturan daha çok Güney Asya ülkeleri, Ortadoğu ülkeleri… Diğer yerlerde Avrupa’da ve bizde de belirgin bir azalma yok. Bundan sonra seyir aşağı doğru gidebilir.