Kalbe giden damarların sertleşmesi, ani kalp krizi ile birlikte hayati riske yol açabiliyor. Yaş, cinsiyet ve genetik faktörler damar sertliğinin değiştirilemeyen nedenlerini oluştururken; kişiye özel yaşam tarzı değişiklikleri ile kalp hastalıklarından korunmak mümkün olabiliyor.
Coşkun, değiştirilemeyen risk faktörlerini şöyle sıraladı:
Yaş: 65 yaş üstündeki hastalarda kalp damar sıklığı belirgin şekilde artar.
Cinsiyet: Koroner arter hastalığı riski erkeklerde kadınlara göre çok erken yaşlarda başlarken, kadınlarda menopoz sonrası sıklığı artarak erkeklerle aynı düzeye gelir
Genetik faktörler: Birinci derecede akrabalardaki koroner arter hastalığı hikayesi hastada risk faktörü oluşturur.
Değiştirilebilen (önlenebilen) risk faktörleri ise şöyle:
Diyabet (şeker hastalığı): Diyabet, kalp damar hastalığı eşdeğeri kabul edilen bir risk faktörü olarak kabul edilmekle birlikte beslenme, egzersiz ve ideal ilaç kullanım uyumu gösteren şeker hastaları uzun yıllar kalp damar sorunu yaşamadan sağlıklı bir yaşam sürebilir.
Hipertansiyon: Kan basıncının 140/90 mmHg’nın üzerinde olması ve ilaç kullanmak zorunda kalan hastalar bu risk faktörüne sahiptir. Sağlıklı yaşam tarzı ve düzenli ilaç kullanımı kalp damar ve beyin damar komplikasyonlar ile ilgili riskleri azaltır.
Kolesterol yüksekliği: LDL kötü huylu kolesteroldeki yükseklik endotel altında yağ birikimi yaparak atar damarda kolesterol plağı geliştirip damar sertliğine neden olur. HDL iyi huylu kolesterol ise damar endoteli altındaki yağ içeriğini tersine taşıyan koruyucu özellikli bir kolesteroldür. HDL kolesterolü yükselten en önemli faktörler ise programlı kardiyo egzersizleri, sigaranın bırakılması ve ölçülü miktarda ceviz fındık gibi gıdaların tüketilmesidir.
Sigara: Sigara içenlerde kalp hastalığı riski içmeyenlere göre 2 kat daha fazladır. Kalp krizi geçirme riski ise sigara içenlerde içmeyenlere göre 3-4 kat daha fazladır.
Obezite: Metabolik sendroma neden olarak her türlü damar sertliği ile ilgili hastalık risklerini artırır. Fazla kilolarından kurtulan hastanın damar sertliği riski de en aza iner.
Fiziksel hareket azlığı: Fiziksel açıdan hareketsiz bir yaşam tarzı ile iskelet kasları zayıflar, insülin direnci artar, damar esnekliği azalır, kan basıncı yükselir, kişinin kendine güveni azalır ve depresyona eğilimi artar.
Stres ve gerilim: Sürekli kısıtlı bir zamanda iş yetiştirmek zorunda olmak, üstleri tarafından azarlanma stresi, baskı, yoğun ofis temposunda çalışmak ve devamlı tartışma ortamında bulunmak gibi durumlar da stres hormonları olan adrenalin ve kortizol gibi hormonlarının kanda sürekli yüksek olmasına neden olur. Ani stres atakları ise kalp krizlerini ve aritmileri tetikleyebilir.