Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, 3’üncü doz aşı tartışmaları konusunda konuştu.
Prof. Dr. Ceyhan, 2 doz Sinovac aşısı olan ve hala virüs ile temas halinde bulunan sağlık çalışanları dışında genel halka 3’üncü doz aşı uygulanması konusunda yeterli veri bulunmadığını, bunun aşıya pazar arama girişimi olduğunu söyledi. Ceyhan, sağlık çalışanlarına 3’üncü doz için ise Biontech aşısını önerdi.
“AŞIYA PAZAR ARAMA GİRİŞİMLERİ”
Ceyhan, 3’üncü doz koronavirüs aşısının gerekliliğine ilişkin yeterli veri olmadığını belirterek, “Bu maalesef henüz çok yeterli veri olmayan bir konu. Şu dönemde çok fazla bilgi kirliliği var. 3’üncü doz da bunlardan bir tanesi. Bir diğer konu da 1’inci dozun ne kadar koruyucu olduğu. Bu konuda genellikle açıklanan rakamlar beklentinin çok üstünde, ‘Yüzde 90’lar’ diye açıklandı. Aşı üreten firmalar, aşı üreten ülkelerin bilim adamlarından çok açıklamalar yapıyor. Bu dönemde bunları dikkate almamak lazım. Aşı üretimi için büyük yatırımlar gerekiyor sonra da kar ediyorsunuz. Buna parayı ödeyebilecek yüksek gelirli ülkelerde aşılama yüzde 63’lere kadar ulaştı fakat çok düşük gelirli gruba giren ülkelerde halen yüzde 1’in altında, onlara da satamıyorsunuz parası yok. Böyle bir durumda şirketler pazar aramak durumunda. 3’üncü doz gerekliliği bir şekilde aşıya pazar arama girişimlerinden bir tanesi veya ‘Her yıl tekrarlanacak’ denmesi. Genel anlamda 3’üncü doz gerekliliği ile ilgili bir veri yok elimizde” dedi.
“SAĞLIKÇILARA 3’ÜNCÜ DOZ BIONTECH ÖNERİYORUM”
Türkiye’deki durumun farklı olduğuna dikkat çeken Ceyhan, “Sağlık çalışanları ve 65 yaş üstüne Sinovac aşısı yapıldı. İnaktif aşıların mRNA aşılarına göre daha az etkili olmasını bekliyorduk. Sağlık çalışanlarına 2 doz aşıdan sonra oranda azalma olmuştur, daha az hastalanmışlardır; ama ciddi ağır hastalık geçiren, hayatını kaybeden insanları da gördük. Sağlık personelini ayrı bir grup olarak değerlendirirsek ben bu kişilere 2’nci dozdan en az 3 ay, ortalama 6 ay geçtikten sonra 3’üncü doz olarak Biontech yapılmasını öneriyorum. Çünkü bu insanlar halen virüs ile ciddi şekilde temas ediyor, ciddi tehlike taşıyor ama genel toplum için böyle bir öneride bulunacak bir veri yok elimizde. Biontech aşısında 2 doz yaptıranların bağışıklığı daha uzun sürüyor. Biontech aşısında daha fazla antikor cevabı oluşturduğu, daha uzun süren antikor cevaplarının meydana geldiği gösterildi. O yüzden şu andaki 3’üncü doz aşı önerimiz 2 doz Sinovac aşısı olmuş ve üzerinden belli bir süre geçmiş sağlık personeline Biontech. Genel halk için böyle bir öneride bulunacak veri yok elimizde” diye konuştu.
‘HER SENE AŞI OLACAĞIZ’ TAHMİNİ YANLIŞ
Prof. Dr. Ceyhan, mevsimsel aşılamaya gerek olup olmadığına ilişkin, “SARS ve MERS bu virüse çok benzemelerine rağmen bunlar toplumda devam etmediler, yarasaya döndüler, orada yaşamlarına devam ediyorlar. Tekrar yarasa teması olur, bir salgın çıkar, elinizde aşı olması lazım; bu size yararlı olur ama böyle bir olay olmadıkça koronavirüs için de ‘Her sene aşı olacağız’ tahmininde bulunmak son derece yanlış olur. Bu, salgının sonunda söyleyeceğimiz bir şey. Benim beklentim ‘Daha çok hangisi olabilir’ diye bir soru olursa ben mevsimsel aşılama gerekeceğini tahmin etmiyorum. Tabi bu tamamen bir tahmin” dedi.
‘DELTA VARYANTI İNGİLTERE VARYANTI GİBİ’
Prof. Dr. Ceyhan, varyantlardaki klinik seyre ilişkin, “İngiltere varyantı ile vakaların genç nüfusa kaydığını gördük. Delta varyantı aşağı yukarı İngiltere varyantı gibi hareket ediyor. Burada da genç grupta hastalık fazla. Tabi burada yaşlı grubun daha önceden aşılanmasının da rolü var. Aşılı kişi hastalığı geçirdiği zaman daha hafif seyrediyor, orijinal hastalık ile kıyasladığınızda. Aşısız kişilerde ölüme yol açacakken, yoğun bakıma kadar gidip oradan dönebiliyor” diye konuştu.
“SIFIR VAKAYA BİLE ULAŞSAK…”
Ceyhan, aşılamadaki mevcut hızı sürdürmenin de mümkün olmayacağını belirterek “1,5 milyon doz aşı uyguladığımız günler olacaktır; ama ortalamada bunu sürdürmek, bu düzeyde devam ettirmek pek mümkün değil. Şu anda aşı bekleyen, aşı isteyen gruba hızla aşılama yapıyoruz ama bir süre sonra aşı kararsızları girecek devreye, insanlara ulaşım problemi olacak, bunların düştüğünü göreceğiz. İstediğimiz noktaya ulaşabilirsek pat diye oraya ulaştığımızda vakaların kaybolduğunu görmeyeceğiz. Yavaş yavaş dalga şeklinde azalarak toplumdan kaybolabilir. Sıfır vakaya bile ulaşsak gene de her şey eskisi gibi olmayacak. Biz ülke içinde daha rahat yaşayacağız, tedbirlerimiz giderek azalacak; ama sınırlarımızı çok iyi korumalıyız. Bu yüzden özellikle turizm dönemi bu riski biraz artırıyor. Birçok ülke giriş ve çıkışına sınırlar koyarken, biz bunları kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Bir taraftan tabi ki turizm sektörü çok önemli, oradan gelecek turiste ihtiyacımız var bir taraftan da Delta varyantı sıkıntısı var” diye konuştu.