Faik Öztrak’ın açıklamaları şöyle oldu:
Türkiye bir yandan Karadeniz’deki sel felaketiyle uğraşırken, Bir yandan da sınırlarımızda insan seli felaketiyle boğuşuyor. Ülkemiz çok büyük bir tuzakla karşı karşıya… Ama ülkemizi yönetenler, Bu demografik tuzak karşısında ne yazık ki, Gaflet, delalet ve belki de hıyanet içerisinde.
Erdoğan, okyanus ötesinden yazılan Ve önüne konan metne göre sürekli rota değiştiriyor. Bir çıkıyor, “Finansı iyi yönettiğimiz için, Mültecileri almaya devam edeceğiz” diyor. Bir çıkıyor, “Türkiye yolgeçen hanı değildir” diyor. Bir çıkıyor; “Sınırlarımızdan düzensiz göç akını söz konusu değil” diyor.
Dün de Beyefendi çıkmış; “Türkiye olarak, İran üzerinden gerçekleşen Ve giderek yoğunlaşan, Afgan göçmen dalgasıyla karşı karşıyayız” diyor. Bu çelişkili açıklamalarınhepsi de, 10 gün içinde yapılıyor. Erdoğan ABD’nin Afganistan’dan çıkma kararının ardından, Parave siyasi destek karşılığında, Afgan sığınmacıların ülkemize gelmesine göz kırpıyor.
20 yıldır Afganistan’da olan egemen güçlerin neden olduğu, Bu insani krizin yükünü de, Milletimize yıkmak istiyor. Buradan açıkça söylüyoruz. Ülkemizde 5 milyon Suriyeli var. Bunun üstüne bir de Afgan göçüne seyirci kalınması, Erdoğan Şahsım Hükümetinin, Milletimizi, bir kere daha,sırtından hançerlemesi olur. Esas olan bu devletin bekasıdır. Çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğidir. Ülkemizin demografik yapısına, göz göre göre, Zaman ayarlı kitlesel imha silahı yerleştirilmektedir.
Afganlar Erdoğan-Biden görüşmesinden sonra, Türkiye’ye akın akın zaten gelmeye başladı. Arada 2 bin 500 kilometre var. Arada koca bir İran var. Ancak gelenler öyle düzensiz gelmiyor. Gayet düzenli. Gayet planlı, Gayet organize bir şekilde, Erdoğan’ın altına imza attığı bir operasyonla geliyor. Erdoğan, milletimizin huzuruna çıkmalıdır.
Haziran ortasında, kapalı kapılar ardında, Yanına Dışişlerinden bir görevli dahi almadan, Biden ile yaptığı pazarlığın detaylarını millete açıklamalıdır. Erdoğan Türkiye’ye kurulan bu tuzağa nasıl razı olmuştur? Veya razı edilmiştir?
Bunu Türkiye’de Erdoğan’dan başka, Sadece Saray sosyetesine mensup Kavakçının kızı bilmektedir. Muhataplarımız şunu bilsin ki, Kapalı kapılar ardında Erdoğan’ın verdiği sözler Erdoğan’ı bağlar. Türkiye Büyük Millet Meclisi onayından geçmemiş hiçbir anlaşma, Türkiye Cumhuriyetini bağlamaz. Herkes bu açık gerçeğe göre ayağını denk alsın. Planlarını ona göre yapsın.
Dün Afganistan’da çok büyük bir kaosvardı. 300 bin kişilik, modern silahlarla donatılmış Afgan ordusu, Birkaç hafta içinde silahlarını bırakarak dağıldı. 75 bin kişilik Taliban milisleri, Doğru dürüst tek kurşun atmadan, Ülkenin tamamını ele geçirdi.
İki ay önce olmaz denilen her şey oldu. Kabil Taliban’ın eline geçti. Afganistan Cumhurbaşkanı ülkesini terk edip, Tacikistan’a kaçtı. Taliban Türk askerlerinin ayrılması için, 1 Eylül’e kadar süre verdi. Bu koşullar altında, Afganistan’daki Mehmetçiğimiz derhal ait olduğu yere, Ülkemize ve sınırlarımızın müdafaasına dönmelidir.
Erdoğan hala, Afganistan’da egemen güçlerin taşeronluğunu kapmak için, Taliban ile zemin yokluyor. Taliban ile inanç farklılığı yokmuş. Taliban lideriyle de görüşebilirmiş. Dün de Pakistan üzerinden Taliban’a çiçekler gönderdi.
Erdoğan Afganistan’da illaki taşeronluk üstlenecekse, Dantelli kefen bezi kuşanan tosuncuklarını, Olmadı besleyip büyüttüğü SADAT’çılarını göndersin. Mehmetçiğinin üzerinden elini çeksin. Son kez uyarıyoruz. Afganistan’da Mehmetçiğimizin ayağına değecek en ufak taştan, Bizzat siz sorumlu olursunuz. Bölgemizde yeni bir kaosun kapıları aralanmıştır. Afganistan-İran-Türkiye aynı jeo-stratejik fay hattındadır.
Afganistan’daki kırılma tüm bölgeyi etkileyecektir. Bu konu milli bir mesele olarak ele alınmalı, Bir kişinin iki dudağı arasına bırakılmamalıdır.