2023 yılı bütçelerinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bütçesi görüşüldü. CHP’nin Kültürden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Dr. Gamze Akkuş İlgezdi, CHP Grubu adına 20 dakikalık bir konuşma gerçekleştirdi. Akkuş İlgezdi’nin konuşmasından dikkat çeken ayrıntılar ise şöyle:
ALEVİLİK, KÜLTÜREL BİR ETKİNLİK MİDİR?
“Dün genel kurulda kabul edilen yasaya göre Cemevleri Kültür Bakanlığı’na bağlandı. Alevilik, kültürel bir etkinlik midir? İbadetleri yani Cem bir kültürel aktivite midir? Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesi Kültür ve Turizm bakanlığı bütçesinin iki katından fazla ama Alevilik inancını size bağlıyorlar. Siz bu bütçeyle Aleviler, Cemevleri için ne yapmayı düşünüyorsunuz? Siz Cemevlerini, kültür merkezleri olarak ya da kültür kurumları olarak mı görüyorsunuz? Bu konuda Alevi vatandaşlarımızın fikirleri alınmış mıdır? Cemevleri’nin Kültür Bakanlığı bünyesinde işi ne?”
ÖZEL KOPYALAMA HARCINA NE OLDU?
“Pandemi döneminde iki yıl boyunca sinema salonları kapandı. Tiyatro sahneleri perde indirdi. Eğlence mekânları saat uygulamasıyla çaresiz kaldı. Diziler çekilemedi, set işçileri, müzisyenler tek kuruş kazanamadı. Bir sektörün bitişine tanık olduk. Oysa bütün bu sorunların bir çözümü vardı. Son 20 yılda toplanan ve 2 milyar 500 milyon liraya yaklaşan Özel Kopyalama Harcı can suyu olabilirdi. Sektörü susuz bıraktınız. Ekonomik sıkıntılar sonucu intihar eden en az 103 müzisyenin vebali sizin üzerinizdedir. Buradan tekrar çağrıda bulunuyorum: Elinizdeki fon miktarını açıklayın ve bunları hak sahiplerine derhal teslim edin.”
“SANATÇI”NIN STATÜ SORUNU VAR!
2021’de “Pandemiden ders çıkararak sanatçılara kapsamlı bir sosyal güvenlik hakkı tanıyacak mısınız?” diye sormuştum. Çünkü sanatçının, meslek olarak hukuksal tanımı yoktu. Hala yok. Bunun için öncelikle Sanatçı İş Kanunu’nun hazırlanması gerekiyor. Görünen köy kılavuz istemiyor. Kültür ve sanat emekçileri, statüleri yasal güvence altına alınmadığı için sağlık, emeklilik, işsizlik sigortası gibi sosyal ve ekonomik haklardan yine mahrum kaldılar. Sıfır noktasında yaşamak zorunda kalan kültür-sanat emekçilerini, iki dudağınızın arasından çıkacak “talimatlara” mahkûm ettiniz. Bugün kamu desteği şeffaf olmayan kriterlere bağlı. Devletin şefkat eli; yandaşa uzanırken, diğerini ötekileştiriyorsa, hangi adaletten hangi sosyal devletten bahsedeceğiz? Sanatçının üretebilmesi için hak ihlallerinden korunması ve fikir hırsızlığı ile etkin mücadele edilmesi gerekir. OHAL KHK’ları ile kış lastikleri bile yasal düzenlenmeye kavuştu da sanatçılara bir Telif Yasası çok görüldü.”
GÜVENCESİZ ÇALIŞMA KOŞULLARINA DA DEĞİNDİ
“Kültür-sanat endüstrisinde çalışan sanatçının ve teknik personelin kâğıt üstünde adı var, unvanı var ama özlük hakkı yok! Sebep? Çünkü sanatçıyı fikrine, düşüncesine göre seçmek istiyorsunuz. Bugün iktidarın düşünsel yapısına muhalif oldukları için sıfır noktasında yaşamaya mahkûm ettiğiniz kültür sanat emekçilerine “had bildiriyor” ve “yerinizi bilin” diyorsunuz. Oysa kültür ve sanat bu topraklarda her türlü ayrımcılık karşısında iyileştirici, kapsayıcı, yaraları sarıcı olmuştur.”
SOKAK MÜZİSYENLERİNİN SESİNİ DUYUN
Yolda, metroda, vapurda keyifle dinlediğimiz o güzel melodilerin mimarı olan sokağın müzik emekçilerinin sorunlarına el atmayı düşünüyor musunuz? Kanlı canlı varlıklara, “hayalet” muamelesi yaparak, onları görmezden gelmek var olan sorunu çözmez. Onun yerine kentlerde sanatlarını özgürce icra edebilecekleri alanlar göstersek olmaz mı? Düğün sanatçılarını da unutmak olmaz. Pandemi süresince güvencesiz kaldılar. En azından asgari ücret tutarında sürekli yardım yapılması talepleri var.
MEVZUAT YETERSİZLİKLERİNE DE DEĞİNDİ
Bugün Bakanlığınıza bağlı sanat kurumlarında bulunan teknik bölümlerde stajyer istihdamını sağlayacak bir mevzuat yok. Teknik eğitim alan öğrencilerimizin sanatsal işlerde yeterliliğinin sağlanması için bu konuda bir düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz? DÖSİMM’de bilgisayar işletmeni, büro personeli, işçi gibi kadrolarda çalıştırılan sanatçılarımızın sorunları ile ilgili çalışma yaptığınızı ve kısa zamanda bu sorunu çözeceğinizi söylemiştiniz. “Su uçar yazı kalır” derler ama sizin hem yazılı hem de sözlü cevaplarınız havada kaldı sayın bakan! 2000’li yılların başından beri ihmal edilen sanatçı dostlarımızın daha ne kadar beklemesi gerekiyor?
KAPADOKYA ALAN BAŞKANLIĞI’NA EL ATACAK MISINIZ?
“Yaklaşık 130 milyon lira bütçe ayırdığınız Kapadokya Alan Başkanlığı’nın usulsüz şekilde doldurulan kadrolar ve liyakatsiz atamalar nedeniyle talan başkanlığına dönüştüğünden bilginiz var mı? Milyonlarca yıllık bir tarih mirasını yok eden Bakan olarak tarihe geçmek üzeresiniz. Bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz?”
MUHALİF TİYATROCULAR DEVLET DÜŞMANI MUAMELESİ GÖRÜYOR
“Ankara’da kurulan Devlet Halk Dansları Topluluğunu İstanbul’a taşıdınız. Kimseyi mağdur etmeyeceğiz dediniz. Kadrolu personelin büyük kısmı başka bir kuruma geçerek Ankara’da kalmayı başardı. Ancak İş güvencesi olmayan 4-B’li sanatçılara sözleşme yenilememe baskısı yapıldı! Devlet Opera ve Balesi ile Devlet Tiyatroları gibi köklü kurumların içi boşaltıldı. Mali ve idari özerklikleri ellerinden alındı. Tiyatro empati kültürünün, kendini sorgulayan, vicdanlı insanın mabedidir. Oysa tiyatroculara muhalif görüşleri nedeniyle “devlet düşmanı” muamelesi yapılıyor. Bu uygulamaya son verecek misiniz?”
ÇALINAN TARİHİ ESERLERİN AKIBETİNİ SORDU
Moda Sahnesi ve Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu gibi özel tiyatrolar devlet desteğine ulaşmada sorunlar yaşıyorlar. Güvencesiz çalışmanın giderek yaygınlaştığı bağımsız tiyatroların varlığını kabul ederek, önlem alacak mısınız? Tiyatro eğitimi, milli eğitim müfredatında yer almıyor. Bu eğitimin anaokulundan yüksek öğretime kadar her düzeyde olması için bir çalışma yapacak mısınız? Performans sanatıyla uğraşan sanatçılarımızın hakları yok. Üretilen sanatın bilinen somut kriterlere uymaması gibi bir sorun var. Çözüm için de mevcut yasaların güncellenmesine yönelik bir çabanız olacak mı? Bakanlık’a bağlı müzelerden, kazı alanlarından ve özel müzelerden çalınan yüzlerce tarihi eserden de bahsetmek istiyorum. Bakanlığınıza bağlı 140 ören yeri ve kazı alanı ile yaklaşık 107 müzeden binlerce tarihi eserin çalındığı veya kaybolduğu açıklandı. Çalınan eserlerin akıbetini sormak isterim size?