Çanakkale Boğazı’na inşa edilen 1915 Çanakkale Köprüsü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 18 Mart’ta açıldı. Erdoğan, yaptığı konuşmada, “Eğer buradan aldığı aylık ve yıllık bedel, yüklenici firmanın aleyhineyse farkı kim ödeyecek; onu devletin kasasından biz ödeyeceğiz” ifadelerine yer vermişti.
15 İSME SUÇ DUYURUSU
Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), 1915 Çanakkale Köprüsü’nde milyarlarca liralık vurgun yapılacağını iddia ederek konuyu yargıya taşıdı.
HKP avukatları; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Eski Bakanlar; Binali Yıldırım, Ahmet Arslan, Mehmet Cahit Turhan, Lütfi Elvan, Berat Albayrak, Naci Ağbal, AYGM Genel Müdürü Dr. Yalçın Eyigün, Limak Holding Kurucu Ortağı Nihat Özdemir, Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı, Limak Yönetim Kurulu Üyeleri, Kamu İhale Kurumu Başkanı Hamdi Güleç, Kamu İhale Kurulu İkinci Başkanı ve Üyeleri hakkında Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
“NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK” SUÇLAMASI
HKP avukatları; Erdoğan, Karaismailoğlu, Nebati dâhil 15 kişinin, “Nitelikli Dolandırıcılık”, “Görevi Kötüye Kullanma”, “Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmemesi”, “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçlarını işlediklerini belirtti.
HKP avukatları tarafından Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığına verilen dilekçede yer alan isimler hakkında soruşturma ve akabinde kamu davası açılması talep edildi.
“BEDELİNİ GELECEK KUŞAKLAR, ÇOCUKLARIMIZ, TORUNLARIMIZ ÖDEYECEK”
Suç duyurusuna ilişkin HKP MYK Üyesi Adnan Okur açıklama yaptı. Okur, “AKP’giller, vurguna, soyguna, düzenbazlığa doymak bilmiyor! Bugün Halkın Kurtuluş Partisi olarak AKP’giller’in Çanakkale Köprüsü vurgunu yargıya taşıdık. Öyle bir vurgun vuruyor ki AKP’giller, bedelini sadece 84 milyon insanımız değil, gelecek kuşaklar, çocuklarımız, torunlarımız ödeyecek. Yarınları emanet edeceğimiz nesiller bir de AKP’giller’in bıraktığı bu borç yükü ile uğraşacaklar” ifadelerine yer verdi.
“KİM KARŞILAYACAK BU FARKI?”
Okur, açıklamasının devamında şunları belirtti:
“Vurgunlarına uygun modellerinin adı: Yap-İşlet Devret. Vurgun Yeri: Çanakkale. Köprüden geçiş garantisi verdikleri araç sayısı: günde 45 bin. Köprüden 200 TL verip de geçecek olan araç sayısı: en fazla 15 bin. Aradaki fark: 30 bin. Kim karşılayacak bu farkı? AKP’giller’in Reisi Açıklıyor: “Eğer buradan aldığı aylık ve yıllık bedel, yüklenici firmanın aleyhineyse farkı kim ödeyecek; onu devletin kasasından biz ödeyeceğiz”. Yani alınteriyle geçinen emekçi milyonlara havale ediyorlar Çanakkale Köprüsünün maliyetini. Ne kadar süre ile ödeyeceğiz? Sözleşmeye göre 11 yıl. 11 yıl ile yetinmediler, süreyi daha da arttırdılar. Nasıl mı? Oyun bitmez AKP’gillerde. Uygulama sözleşmesindeki bir madde oyunuyla, işletme süresini 1 yıl 5ay 28 gün daha uzatmış oldular. Toplam İşletme süresi böylece 12 yıl 5 ay 28 güne çıkmış oldu. Peki, ne kadar ödeyeceğiz? Tam tamına 2 milyar 202 milyon 597 bin Euro. Güncel kurdan TL karşılığı 36 milyar 78 milyon 538 bin.
“ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ MÜ, VURGUN KÖPRÜSÜ MÜ?”
Ey Halkımız şimdi soralım bu köprü: Çanakkale Köprüsü mü, Vurgun Köprüsü mü? Vurgun Köprüsünün ihale süreçlerinden bugüne bütün aşamaları incelendiğinde ortaya çıkacaktır vurgunun boyutu. Ve bu süreçlerdeki etkili-yetkili-sorumlu kişilerin eylemleri Türk Ceza Kanunlarına göre suçtur. İşte AKP’giller ve iş yaptıkları sömürgenler bu suçlardan yırtmak için Türk Yargısını devreden çıkartıp İngiliz Mahkemelerini yetkili kılıyorlar. Yani AKP’giller kendi hukuk bürolarına dönüştürdükleri yargıya bile güvenmiyorlar. Ama biz en kamucu, en Vatansever, Halksever bir parti olarak Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, 84 milyonun ve gelecek kuşakların omuzlarına vurgunun maliyetini yükleyenler hakkında Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk. Omuzlarına AKP’gillerden ve Yerli-Yabancı Para babalarından borç yükü binen gelecek kuşaklar hesap sorabilsinler diye. Çocuklarımızın torunlarımızın ellerinde suçluları mahkemelere çıkartıp yüzlerine veya gıyaplarında okunacak hazır iddianameler olsun, Suçluların yaptıkları vurgunlar, soygunlar, düzenbazlıklar yanlarına kalmasın diye. Gün gelip devran dönünce Adalet Tanrısı tarafından çarpılsınlar diye.”