CHP Genel Başkanı Özgür Özel, emekli, asgari ücretli ve memur maaşlarının artırılmasına ilişkin iki kanun teklifi hazırladıklarını belirterek, “Millet acı reçeteyi içerken, sen vücudu tuzlu suya bastıramazsın kardeşim. Bundan sonra sokağa giden Adalet ve Kalkınma Partisi ve MHP milletvekillerine; emeklilerin ve emekçilerin ‘Benim hakkımı savunmadan ne yüzle geldin?’ demesini bekliyoruz. Bu yüzden birazcık vicdanı olan bütün milletvekillerini, bu 15 gün içinde bu kanun 15 kere çıkar arkadaşlar. Bak diyelim gel AK Parti milletvekiline, ‘Milletvekili maaşlarına zam yapacağız.’ 25 dakikada esas duruşta böyle 278 kişi dizilirler ip gibi. Gel bir kere de bunu emekli için yap” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan’ın CHP Genel Merkezi’ne ziyareti sonrasında açıklamalarda bulundu.
Özel, “Emek Partisi ile bir araya geldiğimiz gün, son derece trajik bir gün. Dün TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları ve bunun üzerinden hiçbir beklentinin karşılanmayacağını ve ‘TÜİK ne diyorsa odur’ diyerek ilan edilen Temmuz zamları ve ilan edilmeyen, beklentiyi karşılamayacak şekilde seyyanen zammın yapılmayacak olması, asgari ücrete ara zammın verilmeyecek olması temel gündemlerimizdi” dedi. Özel, şöyle konuştu:
“Bu konuda önümüzdeki hafta ve içinde bulunduğumuz ay içinde konuyu birlikte ve sonuç alacak, ülke gündeminde tutacak, emekçilerle partilerimizin dayanışmalarını ortaklaştıracak bir süreci nasıl örebileceğimiz konusunda fikir alışverişinde bulunduk. Malum Saraçhane’de yüz kara günü anlatmak için toplanmışken, 1 Temmuz akşamı doğal gaza yüzde 25 zam yaptılar. ENAG yıllık enflasyonu yüzde 68 bulmuşken, TÜİK yüzde 35 buluyor. Vatandaş enflasyonun yüzde 100’ün altında olduğunu çarşıda, pazarda kabul etmiyor. Biz muhalefet partisi diliyle ‘yüzde 65 enflasyon var mı?’ dediğimizde bizim dahi ağzımıza lafı tıkıyor. ‘Geçen senenin iki katı’ diyor vatandaş. Sokaktaki enflasyon, çocuk pijamasında, patateste, marulda yüzde 100 zaten. Vatandaşın kendisini, asgari ücretliyi etkileyen enflasyon yüzde 80’in altında değil. TÜİK bunu yüzde 35 hesaplıyor. Bunda bile doğal gaz zammını 1 Temmuz’u bekletip, milletin cebinden yüzde yarım daha çalmanın, 38 lira çalmanın hesabını yapıyorlar. Bu kabul edilebilir bir şey değil, onur kırıcı bir şey. Sanki memleketi memleketin düşmanları yönetiyor. Buradaki sanki kelimesi biraz fazla olmuş olabilir. Bu kadar emeklisine, emekçisine, asgari ücretlisine düşman iktidar olabilir mi? Bu kadar kötü niyetli bir iktidar olabilir mi? Doğal gaza yüzde 25 zammı kafaya koymuş, bu ay 3 bin lira gelen fatura, gelecek ay 3 bin 750 – 3 bin 800 gelecek. Bunu biraz gecikmeli yapıyor ki, maaşına 37 lira fazla zam vermesin. 800 lira fazla doğal gazı getirmeyi kafaya koymuş, bu zamdan gelecek enflasyonun vereceği 38 liralık zammı vermemenin peşinde. Niyet bu kadar kötü. Bu kadar şeyi oturup, düşünseler, taşınsalar yeni bir cep telefonu teknolojisi keşfederler, insanlığı salgınlardan kurtaracak aşıları keşfederler ama şeytanlığa ve kötülüğe çalışıyor kafa. Enflasyonu düşürürken böyle muhteşem fikirleri yok arkadaşların. Kamuda tasarruf etmek için muhteşem fikirleri yok. İsrafı ekmek için yok. CHP’nin önerilerinde yok. Dünyanın doğrularını yapmakta yok. Ama Orta Doğu’da bile olmayan ayak oyunlarını bulup da vatandaşın cebinden para çalmakta varlar.
BU ZAMLA BİR TAS EMRCİMEK ÇORBASI İÇİLEMİYOR
Doğal gaza yüzde 25 zam yapıyor. Kiraya yüzde 42 zam yapıyor. Memur emeklisine yüzde 15 zam yapıyor. BAĞ-KUR emeklisine yüzde 16,6 zam yapıyor. En düşük emekli maaşını ilan etmiş 16 bin 881. Normalde enflasyonu uyguladığında 16 bin 879. 2 TL refah payı vermiş arkadaşlar. Kanunda diyor ya enflasyon artı refah payı… 2 kuruş refah payı veriyor. Emekliye vermiş olduğu zam günlük 80 liraya denk geliyor. Bu zamla bir tas mercimek çorbası içilemiyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hatta Anadolu medeniyetleri tarihinde maaşa, bir tas çorbadan az zam yapıldığı ilk kez görülüyor. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok. Bugün verdikleri zamla, gelecek ay bugünkü altın fiyatı hiç artmazsa, 2,5 çeyrek altın alacak.
RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN 2023’TE 8 BİN LİRA SEYYANEN ZAM SÖZÜ VAR
Buradan CHP olarak Meclis’teki bütün partilere çağrımız. Biz iki kanun teklifini hazırladık. Meclis kayıtlarına 30 Haziran tarihinde girdi bunlar. Bunlar hazırlarken temas etmemiz herkes ve her yerle temas ettik, çalıştık. Bu kanun tekliflerimizden bir tanesi emekli maaşlarına yönelik. Emekli maaşlarının en düşük asgari ücret düzeyine çıkarılması gerektiğini savunuyoruz. İşçi emeklisi için kanun teklifimiz bunu içeriyor. Memur emeklileri için ise seyyanen zammı içeriyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023’te 8 bin lira seyyanen zam sözü var. O sözü tutmadı. Hadi bu seneyi zamlamayalım o 8 bin, bu 8 bin; 16 bin lira. Hiç bu seneye dair bir artış yapmadan geçen sene ve bu senenin 8’er bin liralık Tayyip Erdoğan’ın verdiği devlet sözünü hayata geçiren ve memur emeklileri için 16 bin lira seyyanen zam verilmesi gerektiğini öneriyoruz.
KÜÇÜK ESNAFIN ÇALIŞTIRDIĞI HER BİR ELEMAN BAŞINA 6 BİN 500 LİRA TEŞVİK ALMASINI SAĞLIYORUZ
Diğer kanun teklifimiz ise asgari ücrete yönelik. Biz Ocak ayında bütün hesapları enine boyuna yapıp, ‘30 bin liranın altında biz yokuz’ demiştik. Buna yönelik kanun teklifimiz var. Asgari ücret, devletin cebinden çıkmıyor. Küçük esnafın, kobinin, sanayicinin cebinden çıkıyor. Kanun teklifimizde buna ilişkin de bir düzenleme var. Asgari ücrete zam gelince, sosyal güvenlik primlerinin tahsilatı artıyor. Bu artan parayı, tam arttığı akdarıyla teşvik paketine yönlerdirdiğimizde, nasılsa bütçede böyle bir paranın gelmesi ön görülmemiş. Küçük esnafın çalıştırdığı her bir eleman başına 6 bin 500 lira sosyal güvenlik prim teşviki almasını sağlıyoruz. Cebinden çıkacak paranın neredeyse yüzde 80’i devlet tarafından karşılanıyor.
ÖZEL’DEN AK PARTİ’YE: BU İKİ İŞİ YAPMADAN HİÇBİR YERE GİDEMEZSİNİZ
Bütün siyasi partilere Meclis’in 15 Temmuz’da kapanacağını söylüyormuş AK Parti. Bu iki işi yapmadan hiçbir yere gidemezsiniz diyoruz. AK Parti milletvekilleri gidip sokakta asgari ücretlinin yüzüne nasıl bakacak. Şuna ‘evet’ dese, devletin zararı olmadan 22 bin lira alan, 30 bin lira alacak. Sen nasıl gideceksin Konya’ya, Kayseri’ye, Edirne’ye, İzmir’e, Şanlıurfa’ya. Ne yüzle bakacaksın bu kanunu görüşmeden, teklife ‘evet’ demeden gidersen. Geçen sene 8 bin lira seyyanen zam söz verdi sizin reis. Bu sene de 8 bin lira hakları var. Onların seyyanen zammını vermeden nereye gideceksin, tuzlu suya. Yok öyle şey. Millet acı reçeteyi içerken, sen vücudunu tuzlu suya bastırmazsın kardeşim. Bundan sonra sokağa giden AK Parti ve MHP milletvekillerine emeklilerin ve emekçilerin ‘Benim hakkını savunmadan ne yüzle geldin’ demesini bekliyoruz. Birazcık vicdanı olan milletvekillerini… Bu 15 gün içinde bu kanun 15 kere çıkar. Yine öyle çok yüzümüz olmaz ama birazcık başımız dik gideriz. Diyelim, AK Parti milletvekillerine, milletvekilleri maaşlarına zam yapacağız. 25 dakikada esas duruşta 278 kişi dizilir ip gibi. Gel bir kere de bunu emekli için yap. Milletvekili özlük haklarının adı geçince kapırdamaya başlıyorsunuz. Kavga kalmıyor Meclis’te. Emekli deyince, asgari ücretli deyince kafa çeviriyorsunuz. Herkes hiç olmazsa seçim bölgesine giderken biraz başı dik gider.
TEK ADAM REJİMİ ORMANLARA DA İYİ GELMİYOR
Orman yangınları hepimizi çok derinden sarstı. Son bir haftada Türkiye’de dört bir yanda 624 orman yangını oldu. İki vatandaşımız ve bir orman işçimizi kaybettik. Allah rahmet eylesin. Öncelikle yangın söndürmede çalışan ama Orman Genel Müdürlüğü’nün, ama hangi belediyede çalışırsa çalışsın bütün arkadaşlarımızın, bütün itfaiyecilerin, bütün gönüllülerin yüreklerine sağlık. Hepsine minnettarız. 2025 yılında ilk altı ayında 3 bin 44 orman yangını çıktı, son on yılın yıllık ortalaması 2 bin 500. Yani öyle bir şey ki bir yılda yanan ormanı, altı ayda yakmış durumdayız. Ve her sene bu artıyor. Demek ki ne oluyor? Nasıl kadın cinayeti artıyor, nasıl çocuk istismarı artıyor, nasıl enflasyon artıyor, yoksulluk artıyor, bu da artıyor. Yani tek adam rejimi ormanlara da iyi gelmiyor. Ormandaki sincaba, börtü böceğe, kuşa iyi gelmiyor. Bu sistem, emekliyi ve emekçiyi yaktığı gibi ormanı ve sincabı da yakan sistemdir. Niye? 14 koca uçak dururken Cumhurbaşkanlığının hangarında, İzmir semalarında yeterince söndürme uçağı uçmuyorsa bu sistem keyfi rejimdir. Ben şimdi geçen seneki konuşmamı burada yapsam, ‘Özgür Özel doğru söylüyor’ dersiniz. Sesleniyorum, ‘Gelin yerel yönetimler, iktidar, merkezi yönetim bir arada olalım. Hep birlikte çalışalım, seneye bunlar yaşanmasın’ demişiz, demişiz, demişiz bakın şöyle demişim: ‘Tüm eksiklikleri giderelim uçaksa uçak, araç araç, personelse personel, tüm eksikleri giderelim, artık her yıl aynı acıları, aynı manzarayı, çaresizliği izlemekten kurtulalım.’ 10 ay önce söylemişim 10 ay sonra bu noktadayız.
YANAN ŞEY AĞAÇTIR, ORMANDIR, YANAN ŞEY HAYVANLARDIR, YANAN ŞEY TÜRKİYE’NİN TURİZM KAPASİTESİDİR
Parmağınızı kıpırdattınız mı? Yok. Uçak aldınız mı? Yok. Evveli sene, üç sene önce uçak soruyorduk. ‘Türkiye coğrafyasına uçak lazım değil.’ Geçen sene Hollanda’dan uçak kiraladık. Bu sene ne oldu kardeşim? Türkiye Cumhuriyeti bu kadar aciz bir duruma düşürülebilir mi? Yanan şey ağaçtır, ormandır, yanan şey hayvanlardır, yanan şey Türkiye’nin turizm kapasitesidir. O kel dağlara gelir mi şimdi turist? Ayrıca da bu meselenin çok temelden başka bir sorunu var. 2010-2013 arası haklarını teslim edelim; bir meslek örgütü olarak Elektrik Mühendisleri Odası, Türkiye Mühendis Mimarlar Odaları Birliği, dillerinde tüy bitti. CHP’nin, diğer muhalefet partilerinin dillerinde tüy bitti. ‘Elektriği özelleştirme kardeşim. Özelleştirmede hem tüketicinin aleyhine olur, hem de bunlar para kazanmak için alması gereken tedbirleri almazlar. Baştan savma iş yaparlar.’ Elektrik Mühendisleri Odası kapı gibi yazmış. ‘Orman yangınları artar, çünkü maliyet kaygılı işlerle etrafta özelleştirme yapılan yerlerde traşlamalar olmaz, gerekli bakımlar olmaz.’ Ben demiyorum, benim İzmir İl Başkanım, Çeşme İlçe Başkanım demiyor. İzmir Valisi söylüyor: ‘İzmir’deki orman yangınları elektrik dağıtım hatlarından çıkan kıvılcımlar yüzünden oldu.’ Altlarını traşlamamışlar, gerekli tedbirleri almamışlar. Devletin elinde olmayınca bu özel olmuyor arkadaşlar. Bunu yüz kere söyledik bin kere söyledik. Halen daha bir çok yerde 1970’lerden kalan direklerin kullanılması, bunlar hep yazıldı, çizildi. Normal ortalamalarda bile çok fena. Yüzde 20, elektrik hatlı kaynaklı orman yangınları. Bu sene İzmir tarafında, Ege’de ne çıkıyorsa hemen hepsi o sebepten dolayı çıkıyor. Vali Bey’in söyledikleri doğru. Şimdi Vali Bey’e kusur buluyorlar doğruları söyledi diye. Bu meselenin de bir kez daha dikkatle altını çizmek isterim. Sayın Başkan sağ olsun, özellikle asgari ücret, emekliler ve orman yangınları konusunu yukarıda da yüreğimiz yanarak çok üzülerek birlikte de konuştuk.”
KAYNAK: ANKA