CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) yaptığı açıklamada, ”Biz bu binadan İstanbul’u en iyi şekilde yönetiriz. Bu binadan çıkarsak yerimizi kendimiz kadar güvendiğimiz insanlara bırakırız. Türkiye’yi yönetmeye gideriz. Biz bu binadan çıkarsak Türkiye’yi yönetmeye gideriz. Tayyip Erdoğan’ın da kahrı bu. Bu kahrı daha çok çekecek. Daha çok çekmek istemiyorsa sandığı önümüze getirecek. Millet kararını verecek” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “ikinci dalga” olarak nitelendirilen operasyon sonrası Saraçhane’deki İBB merkez yerleşkesini ziyaret etti. Özel, ziyarete ilişkin belediyede açıklama yaptı. CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve tutuklanarak görevden alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun hizmetlerini anlatan Özel, sürece ilişkin şunları söyledi:
”Buraya, geçmişte adaleti Çağlayan Adliyesi’nde mahkeme mahkeme gezerek katlettirdikleri bir seyyar giyotini bu sefer siyasi bir makamdan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na görevlendirdiler. Zaten bu görevlendirme… Bakan yardımcısından başsavcı yaparsam o gelip burada partinin talimatlarını uygulamaya memur kılınmış bir isimdir. Ekim ayının beşinden itibaren büyük bir saldırı halindeler. En nihayetinde CHP’nin seçilmiş belediye başkanına, seçilecek cumhurbaşkanı adayına iki yönlü bir darbe gerçekleştirilmiştir. 19 Mart günü dört günlük gözaltı süresi ile tam ön seçimin olduğu gün seçim sandıklarının kurulacağı saat hakim karşısına çıkarmıştır. Sandıkların sayılacağı saat sandıklar açılırken üstüne Silivri zindanının demir parmaklıkları kapanmıştır. İtalyan mafya tarzı bir iletişimimiz var. Ekrem Başkan ön seçim adaylık başvurusu yaparken o da İstanbul Üniversitesi’ne diploma iptal başvurusu yapıyor. Bir de diyor ki, ‘Hızlı olun, bu belge YSK dahil her yere verilmektedir. Yani bir kişiyi hedef aldığı belli. Dünya kadar kişinin diplomasını iptal ediyor ama niyeti belli, cumhurbaşkanı adayı olmasın. Ön seçimden dört gün önce operasyon, ön seçim sabahı hakim karşısına, sandıklar açılırken Silivri zindanının kapısı kapanıyor. Ne yapsın daha? Daha öz Türkçe nasıl anlatabilir?
İSTANBULLU, EKREM İMAMOĞLU’NUN ARKASINDA DURUYOR
Diyor ki, ‘Korkuyoruz. Talimat aldım, aday yapmayacağız. Diplomasını iptal de edeceğiz, onu da yapacağız, bunu da yapacağız.’ Tabii bu sözden daha güçlü bir tane söz var, o da milletin sözü. 15,5 milyon kişi çıktı, adayının arkasına geçti. Bütün hesaplar bozuldu. Bu meydanda, Saraçhane’de dünya siyaset tarihinde ilk kez aynı meydanda, aynı saatte 7 gün üst üste aynı kişi konuştu ve 100 binler, 500 binler, 1 milyonlar burada dinlediler. Bu meydandaki birliktelik, buraya yapılan darbeyi püskürttü. O günden bugüne hem ahlaki üstünlük bizde hem psikolojik üstünlük bizde hem çoğunluk enerjisi bizde. Haklı olduğumuz için. Bu millet gözünün içine bakar, doğru söyleyenle yalan söyleyeni ayırır. Bu millet gözünün içine bakar, haklı ile haksızı ayırır, ahlaklı ile ahlaksızı ayırır. İstanbullu görmüyor mu, bükemediğin bileği yargı eliyle kırmaya çalıştığını? O yüzden de Ekrem İmamoğlu’nun arkasında duruyor. İBB’deki bürokrat arkadaşlarımızın, ilçelerdeki belediye başkanlarımızın arkasında duruyor. Durmaya da devam edecekler.
GETİRMEYE ÇALIŞTIĞI KAYYUMUN HEVESİ KURSAĞINDA KALDI
İlk önce yaratmaya çalıştığı algı geri püskürtüldü. Getirmeye çalıştığı kayyumun hevesi kursağında kaldı. Sonra yalancı şahitler… Neydi? Meşe, Ladin, Çınar diye üç odunun gizli tanıklığından bir sürü yalan attılar. Bunları servis ettiler ama mahkeme ne bekler? Adalet ne bekler? Bu iftiraların, bu iddiaların iftira olmadığını kanıtlamak için somut delil ile desteklenmesi lazım. İşte o delilleri bulamadılar çünkü yok. Çünkü kişi kendinden bilir işi. ‘Git bak Akın, yaptı bunlar bir şey’ diye yolladılar. İftiralarla yola çıktılar, kanıt bulamadılar. Böyle olunca bu sefer yandaş müteahhitlerinden yalancı şahitler ürettiler ama ‘gördüm’, ‘verdim’, ‘aldı’, ‘şurada’ yok; ‘Duydum’ var. O ‘duydum’a da ‘Ben bu yalanları çok duydum’ dedi kamuoyu, inanmadı. Bu sefer içerideki arkadaşlarımızın üzerine baskı kurarak… Kadın tutukluları ‘Bak birazdan ekran kapanacak. Gidersem 10 yıl ne beni ne evladını görürsün’ diye ya da doktor muayenesi diye bir mekana götürüp ‘Bak çocukların var. Onları görmek istiyorsan buradan eve git ama istediğim gibi ifade ver’. Buna direnenleri içeride tuttular, buna teslim olanları dışarı saldılar ama sonuç alamadılar.
İSTANBUL’UN YÖNETİLMESİNE ENGEL OLAMAZSINIZ
Şimdi ikinci dalgaya yeltendiler. Bu ikinci dalganın amacı şu. Güya İBB gibi bir kurumu çökertecek, işleyemez hâle getirecek, hizmetler aksayacak… Ya burası o kadar köklü bir kurum ki ve biz burayı birilerinin sadakatine ya da birilerinin ‘O tarikattan, bu cemaattensin’ diye değil, hangi görüşten olursa olsun ‘Liyakatli misin, değil misin’ diye aldığımız kadrolarla yönetiyor Ekrem Başkan burayı. Genel sekreteri alırsın yerine yenisi gelir, yardımcısını alırsın yerine yenisi gelir. Bu binada, bu kurumda herkesin yaptığı iş liyakate göre bellidir. Hastalansa da sürer, istifa etse gitse de sürer. Herkesin yedeği vardır. Yedeğin yedeği vardır. Siz bu binadan İstanbul’un yönetilmesine engel olamazsınız. Elbette ki arkadaşların tutuksuz olması, işinin başında olması vicdanın, ahlakın, aklın gereğidir. İkinci parti operasyonda arkadaşlarımız şimdi Vatan Emniyet’ten Çağlayan Adliyesi’ne götürüldüler. O süreci takip ediyoruz. Özel Kalem Müdürü Kadriye Hanım benim buradaki 7 günlük misafirliğimde yan odada bir yandan arkadaşları için, başkanı için iki gözü yaşlı, harıl harıl çalışan kardeşimize sorulan soru, ‘Senin arabanla İpsala sınır kapısından 2021-2022’de araç girmiş, çıkmış. Rüşvet paraları taşınıyor olabilir mi?’ Kadriye Hanım’ın cevabı, ‘Ben aracı 2023 Aralık’ta aldım. Bakın, orada yazıyor.’
TRT’DEN CANLI YAYIN İSTİYORUZ
Bir kez daha meydan okuyorum. TRT’den canlı yayın istiyoruz. Hadi TRT’de sorsun bakalım çok hazırlıklı savcın. ‘2021’de para mı taşıdın?,’ ‘Ben o arabayı 2023’te aldım.’ Ne düşünecek Hatice Hanım Konya’dan bunu izlerken? Ahmet Amca Kayseri’de izlerken ne diyecek? ‘Aferin Tayyip Bey’e’ mi diyecek? ‘Yazıklar olsun Tayyip Bey’e’ der. Bunlar Allah’a inanan, ibadetini yapan, oyunu namusu gibi bilen, öyle kullanan insanlar. Vallahi size oy verdilerse ‘Ellerimiz kırılsın, bu yapılır mı yahu’ diyecekler. Bu kadar iftiralarla dolu bir süreci yine atlatacağız. Ben bugün buraya bir dayanışma ziyaretine, bir hatırlarını sormaya, burada içerideki arkadaşlar için üzülen arkadaşlarımıza ‘Bu da gelir, bu da geçer. Çünkü haklı olan biziz’ demeye geldim. Bu binada rüşvetler dönüyor olsa, bu binada haksızlıklar oluyor olsa, bu binada yolsuzluklar oluyor olsa her çıkan gözyaşları ile uğurlanır, her gelen koşarak, sarılarak mı karşılanır? Bu binada liyakat var, dürüstlük var, dostluk var, sevgi var. Biz bu binaya geldiğimizde çalışanlara başka yemek vardı, başkanlara başka yemek vardı. ‘Size antrikot pişirebilirim’ diyordu. Ekrem Başkan, ‘Yok öyle şey. Herkes ne yiyorsa biz de onu yiyeceğiz bundan sonra’ dedi.
TAYYİP ERDOĞAN BU KAHRI DAHA ÇOK ÇEKECEK
Bizim evladımızın da eşlerimizin de içerideki arkadaşlarımızın da güvencesi Anadolu’daki insanların ahlakıdır. Bu ahlaktan nasibini almayanlara söyleyecek sözümüz vardır ama yine de ne evladından ne işinden alacağımız intikamımız yoktur. Bizim örfümüzde bu yok. Bilmiyorum, Milliyetçi Hareket Partililerin örfünde var mı? Buna göz yumuyorlar. Onların örfünde var mı, bunu bir sorgulasınlar. AK Parti’yi yöneten kadroların örfü mörfü evde bıraktığı belli. Zaten geçmişten de FETÖ’cülerin onlara ve bize, darbeden sonra onların FETÖ’cülerin kundaktaki bebeğine ne yaptığı da belli. Biz bu binadan İstanbul’u en iyi şekilde yönetiriz. Bu binadan çıkarsak yerimizi kendimiz kadar güvendiğimiz insanlara bırakırız. Türkiye’yi yönetmeye gideriz. Biz bu binadan çıkarsak Türkiye’yi yönetmeye gideriz. Tayyip Erdoğan’ın da kahrı bu. Bu kahrı daha çok çekecek. Daha çok çekmek istemiyorsa sandığı önümüze getirecek. Millet kararını verecek.”
“2 saat 10 dakikalık bir konuşmada defalarca şunu söyledik. A, B, C, Z planımız Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığıdır. Nokta. İki, bu vakitten sonra değil ben, Ekrem İmamoğlu bile cumhurbaşkanı adaylığından vazgeçemez. Çünkü arkasında 15,5 milyon kişinin iradesi var. İmamoğlu artık ne benim ne CHP’lilerin, Türkiye’nin adayıdır. Kendi vazgeçemez. Defalarca bu konuşulmasına rağmen soru şu. ‘Gün geldi, aday olamadı. Ne olur?’ Eğer aday etmezlerse yüzde 70 ile seçim kazanılır. Çıkardığımız milletvekili sayısı 400 olur. Hemen anayasayı değiştirecek gücümüz olur. O durumda da hem Ekrem İmamoğlu dışarı çıkar hem de hızla anayasa değişir, icranın başı cumhurbaşkanı olmaktan çıkar, başbakan olur. Ekrem İmamoğlu da başbakan olur. Ekrem İmamoğlu hükümetin başına adayımızdır. Bugünkü adı cumhurbaşkanı adayımızdır. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçtiğimiz an başbakan adayımızdır. Bakanlarıyla bu ülkeyi yönetecek. Ekrem İmamoğlu dışında bir cumhurbaşkanı adayımız yoktur ancak yarın öbür gün Ekrem İmamoğlu geldi, aday oldu, cumhurbaşkanı seçildi. Zaten kendisi de güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönecek. İcra yetkileri başbakana geçince başbakan olur. O zaman tarafsız cumhurbaşkanı olur.
EKREM İMAMOĞLU İLE GÖRÜŞMEYECEK KİMİNLE GÖRÜŞECEĞİM
Bu süreçte Ekrem İmamoğlu’na en ciddi katkıları kim sağladıysa milletin gönlündeki yeriyle de bir tane de tarafsız cumhurbaşkanı olur. Bana soruyorlar. ‘Sen?’ Ben genel başkan olarak bu zaferi kazanıp tarihe geçmek ve sonra da istirahat etmek isterim. Kim olur cumhurbaşkanı? Örneğin bu süreci bugüne kadar iyi götüren kişi Mansur Bey, bundan sonra da devam ederse belki tarafsız cumhurbaşkanı o olur. Bu başka bir şey ama devletin başı, icranın başı neresiyse oraya adayımız Ekrem İmamoğlu’dur. Bunu 100 kere söyledik. Dünkü yayını da izleyenler var ama mesela CNN’deki kıymetli montajcı kardeşim, 2 saat 10 dakika boyunca olan yayında kendisine demişler ki, ‘Burayı koy’. Oradan güya ikilik çıkaracak. Düşün ki 2 saat 10 dakikada 10 kere ‘A, B, C planımız İmamoğlu’dur. Adayımız İmamoğlu’dur. O bile vazgeçemez adaylıktan’ demişken bunu görmeden böyle… Bir başka kardeşim, bir de hani böyle gazetecilik yapıyor. Genç, iktidar tarafında olduğunda hakkaniyetli davranırlar, bilmem ne diye umduğumuz arkadaşlar. Efendim Özgür Özel, Manisa ve İzmir mitinglerini iptal etmiş. Yahu biraz gazeteci olun. Manisa’daki miting değil. Mesir saçmadık. Arkadaşlarımız içeriye alınmışken mesir mi saçacağım? İzmir’deki de arıtma tesisi açılışı. İçeride arkadaşlarımız ikinci dalgadayken arıtma tesisi açmanın zamanı mı? Ekrem İmamoğlu ile görüşmeyecek, kiminle görüşeceğim? Bu yaşanan ikinci dalgayı Ekrem Başkan ile değerlendirmeyeceğiz de kiminle değerlendireceğiz?
MİTİNGİMİZE HEPİNİZİ BEKLİYORUZ
‘Akşamına da adayı değiştirdi’ diyor. Yahu Allah’tan korkun ya. Eğer gerçekten bu kadar dezenformasyonu yanlışlıkla yaptıysanız o zaman bu açıklamayı da koy, ‘Cevap hakkına saygıdan bunu yayınlıyorum’ de. Çünkü gazetecilik ahlakı bunu gerektirir. ‘Manisa ve İzmir mitinglerini iptal etti’ demek ne demek? Ben böyle olağanüstü süreçlerde olağan programları sürdürmenin son derece hatalı olduğunu düşünürüm. Bugün hakimlik karşısına çıkıp da durumları belli olana kadar arkadaşlarımızın durumunu takip edeceğiz. Yarın da Kanal İstanbul’u konuşmak üzere çarşamba 20.30 gece mitinginde hep birlikte buluşacağız. Bütün Türkiye’ye Kanal İstanbul’u… Ne diyorlardı? ‘AK Parti, Kanal İstanbul’dan vazgeçti’. Dün yayınladık videoyu. Pata pata İstanbul’un üstünde uçuyor, ‘Efendim şu köprü 800 metre, bu köprü 600 metre. Bu böyle, Kanal buradan girecek, buradan çıkacak…’ Bizimki de bakıyor, ‘Katarları hangisini daha versem’ diye. Yarın Başakşehir’de 20.30’da hem Kanal İstanbul’u hem de bu operasyonların esas niyetini bir kez daha ifşa edeceğimiz, aynı zamanda Ekrem Başkanımıza, belediye başkanlarımıza, tutuklu meclis üyelerimize, tutuklu bürokratlarımıza sahip çıkacağımız mitingimize hepinizi bekliyoruz.”
AYNI BANTLAMA İŞLEMLERİNİ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN EKİBİ DE YAPIYOR
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “Frekans kesici kullanıp güvenlik kameralarını bantlayan, yeri geldiğinde peçeteyle kapatan, toplantı bitiminde içinde ne olduğu muamma valizlerle bulundukları muhitten ayrılan kuşkulu yüzler bilinmektedir” açıklaması üzerine de Özel, şöyle konuştu:
“Devlet Bey’e şunu söyleyeyim. Çok kıymetli devlet deneyimi olan kişiler var kadrosunda. Biraz bu koruma meselelerini bilen arkadaşlara sorsunlar. Mesela Devlet Bey şunu sorsun veya şunu söylesin. Aynı bantlama işlemlerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekibi yapıyor. Daha en son 7 Mart’ta Avrasya Gösteri Merkezi’nde iftar programına geldi. İstirahat edeceği katın bütün kameraları bantlandı ve iftar yaptığı yerin bütün kameraları bantlandı. Bize geldiklerinde ‘Bantlama mı yapalım’, dedik ki, ‘Gelin, cihazın başına geçin. İster durdurun, ister oynatın, ister silin’. Biz, cumhurbaşkanlığı koruma ekibi ne istiyorsa onu yapsın dedik, cihazın başına oturttuk. Şimdi bir iftar programını bantlamak gerekiyor da bugünkü cumhurbaşkanı onu yapıyor da yarınki cumhurbaşkanının koruma ekibinin aldığı eğitim gereği yaptığı bu standart tedbiri nasıl kriminalize edebiliyorsunuz? Ben de yemek yerken, çorba içerken bakıyorum karşımda kamera bantlı. ‘Bu niye bantlı’ diyorum. ‘Öyle olması gerekir efendim’ diyor, ‘Buradan olmadık bir görüntü çıkar ortaya. Üstüne bir şey dökersin. Bizim görevimiz sizin itibarınızı da korumak’. Peki dedim. Aldıkları eğitimin gereği o. Erdoğan yürürken takıldı, düştü. O görüntü servis edilsin istemiyor. O ekibin de görevi o veya Ekrem Bey gitti, görüşme yaptı.
EKREM BEY İLE GÖRÜŞEN HERKESİ HAİN İLAN EDEN BİR MEDYA VAR
Türkiye’de Ekrem Bey ile görüşen herkesi şu anda hain ilan eden bir medya var. Bakın, bu Akın Gürlek’in iddialarının yayınlandığı bir site var, şimdi reklamı da ben yapmayayım. Her türlü rezil iddiayı önden oraya koydukları bir site var. Söyleyince reytingini artırmayayım. Hepiniz biliyorsunuz. Eskiden Erdoğan’la görüşüp İmamoğlu’yla görüşen ne kadar iş adamı ve siyasetçi varsa onlara ‘Hain, hain, bu da hain, hainlik yapıyor’ diyor. Bu şartta kapanır tabii. Sen devleti devlet gibi yönetmiyorsun ki, suç örgütü gibi yönetiyorsun. Bugünkü cumhurbaşkanı hangi ihtiyaçtan jammer kullanıyorsa o ihtiyaçtan jammer kullanıyoruz. Hangi ihtiyaçtan kamera bantlatıyorsa biz de o ihtiyaçtan kamera bantlatıyoruz. Mevcut cumhurbaşkanı hangi ihtiyaçtan bunları yapıyorsa aynı ihtiyaçtan bir sonraki cumhurbaşkanı için uyguluyoruz. Var mı diyeceğiniz? Millet karar verecek. Millet bir sonraki cumhurbaşkanının kim olacağına sandıkta karar verecek. Karar vermezse patron millettir. Biz milletin bizi seçeceğine inanıyoruz. İşin kötüsü onlar da milletin bizi seçeceğine inanıyorlar. O yüzden her türlü çirkefliği, çamuru yapıyorlar, kumpası kuruyorlar.”
KAYNAK: ANKA