Küresel iklim değişikliğinin etkilerini birçok alanda görmek mümkün. Yağış rejimlerindeki düzensizlikler, alışılagelmişin dışındaki iklim olayları ve buna bağlı olarak tarım ürünlerinde yaşanan dramatik rekolte kayıpları dünyanın birçok yerinde doğayı ve insanları olumsuz etkiliyor. Bu durum Türkiye için de geçerli. Özellikle geçtiğimiz yaz dönemindeki kuraklıklar ve buna bağlı birçok tarım ürünündeki rekolte kayıplarının ekonomiye etkilerini hissediyoruz. Öte tandan son birkaç yıldır hortumlar, dolu yağışları ve sel gibi olayların olumsuz sonuçlarını Türkiye’nin birçok bölgesinde görmek mümkün. Peki iklim değişikliği ve bunun yarattığı etkiler, Türkiye’de yaşayan insanlar tarafından ne kadar biliniyor ve iklim değişikliği gerçekten ir tehdit unsuru olarak algılanıyor mu? Bu konuda İklim Haber ve KONDA Araştırma tarafından gerçekleştirilen “Türkiye’de İklim Değişikliği ve Çevre Sorunları Algısı 2020” araştırması çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor. Çalışmada, Türkiye çapında 3 bin 431 kişi ile yüz yüze yapılan anketle, pandemi süreciyle artan çevresel farkındalığı da irdelenmesi amaçlanmış.
Ankette, “Kimileri iklim değişikliğinin koronavirüsün yarattığından daha da büyük bir krize, tahribata yol açacağını söylüyor. Sizin düşüncenizi şimdi okuyacaklarımdan hangisi daha iyi açıklıyor?” sorusuna, katılımcıların yüzde 51,5’u “Evet, iklim krizi virüsten daha büyük krizdir” yanıtını vermiş Bu da gösteriyor ki Türkiye’de her iki kişiden biri iklim değişikliğini korona virüsten daha tehlikeli buluyor. Yine aynı anket çalışmasında ortaya çıkan sonuçlardan en dikkat çekicisi ise her 10 kişiden yedisinin iklim değişikliği konusunda endişeli olması. Ankete katılanların yüzde 71,4’ü ise iklim değişikliğinin sebebi olarak insan faaliyetlerini sorumlu tutması bir başka çarpıcı sonuç olarak ön plana çıkıyor.
“Türkiye’de İklim Değişikliği ve Çevre Sorunları Algısı 2020” çalışmasının çıktıları arasında, katılımcıların yüzde 75’inin iklim değişikliğine karşı yeşil alanların korunması gerektiğini düşünmesi ve yüzde 85’inin ekonomik kalkınma için ormanların kesilmesine karşı olması ön plana çıkıyor. Çalışmaya katılanlar, pandemi sonrası ekonomik toparlanma için tarım ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılmasını istiyor. İklim Haber Yayın Yönetmeni Barış Doğru, “Anket çalışmasında dikkat çeken noktalardan biri, sorulara verilen yanıtlarda farklı siyasi görüş, parti ve kimliklere göre çok belirgin bir fark olmaması. Aynı şekilde eğitim düzeyleri bile sonuçları çok fazla değiştirmiyor. Bu anlamda, siyasi bir kutuplaşma yaşayan Türkiye’de iklim ve çevre konusunda ortada belirgin ve geniş bir konsensüs olduğu söylenebilir. Bu da, iklim ve çevre sorunlarına eğilecek bir politik ve ekonomik yönelimin halkın desteğini alacağını açık bir şekilde gösteriyor” diyor.
Anketin sonuçlarını yorumlayan Kadir Has Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erinç Yeldan ise “Çalışmadan elde edilen sonuç ve değerlendirmeler, Türkiye’de ankete katılan kişilerin büyük bir çoğunluğunun iklim krizinin boyutlarının farkında olduğuna dikkat çekiyor. Yeldan, “Ancak belki daha da önemlisi, bu sorunların sorumlularının kim ve nerede olduklarının bilindiğini ve çözüm önerilerinin de bilinçli olarak düşünüldüğünü anlatıyor. Türkiye’de yeni yeşil düzen ve fosil yakıtlara dayalı üretim ve tüketim desenine son verilmesi çağrılarına verilen olumlu yanıtlarla umutları tazeliyor.”
Toplumun iklim değişikliği konusunda oldukça bilinçli olması bu çalışmanın en dikkat çekici yanı. Ama öte yandan çevresel sorunların her geçen yıl artması buna karşı toplumun düzenleyici kurumlara yönelik yeterli baskı oluşturmaması ise ilginç bir çelişki olarak dikkat çekiyor.