Meclis’te, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmeleri sırasında CHP adına söz alan CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, Cumhurbaşkanlığının, Volkswagen ve Audi markalarının, makam arabası olarak kullanılmasının yasaklanması iddiası ilgili çağrıda bulundu.
Bayır, konuşmasında AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek “Ülkesini, milletini, bayrağını seven, yerli üretimin önemine ve yerli malı kullanımının gerekliliğine hep dikkat çeken bir iş adamı olarak, partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da bir çağrıda bulunuyorum ve bu konuya örnek teşkil etmesi açısından diyorum ki; ‘Sayın partili Cumhurbaşkanı, hadi gel, Diyanet İşleri Başkanının aracını Alman otomobili yerine Bursa’da üretilen yerli malı otomobille değiştirelim. Değişime önce kendimizden başlayalım’ değişime önce örnek olması gereken insanlardan başlayalım’’ dedi.
“CHP tüm düzenlemelere ilke olarak olumlu yaklaşır”
Teknoloji geliştirme bölgelerin yüksek teknolojinin kalbi, katma değeri yüksek üretimin, nitelikli eğitim ve uzun vadeli yatırımın merkezi olduğunu belirten Bayır, “Teknoparklarda çalıştırılacak personelin eğitimi, çalışma koşulları ve yatırımcı firmaların desteklenmesi elbette Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu işsizlik, cari açık, özel sektörün yüksek dış borcu ve orta teknoloji tuzağına hapsolmaktan çıkış için değerli adımlardır. Cumhuriyet Halk Partisi bu düzenlemelerin sanayide teknoloji verimliliğinin artırılması, katma değeri yüksek üretim ve ihracata katkı koyması için desteğini sürdürmektedir. Bu bakımdan, partimiz teknoloji geliştirme bölgeleri için ARGE, yatırım, teşvik, destek, istihdam alanlarında yapılacak tüm düzenlemelere ilke olarak olumlu yaklaşmaktadır” dedi.
“Her ülkeyle kavgalı iktidardan hangi atılımı bekleyeceğiz?”
Teknoparkların sorunlarının, Türkiye’nin sanayi ve teknoloji politikasındaki büyük sorunlarından bağımsız olarak düşünülemeyeceğinin altını çizen Bayır, “Bu teklif sanayi politikasında köklü bir değişiklik olmadan, zihniyet değişikliği yaşanmadan, kısacası siz iktidardan ayrılmadan bir işe yaramayacaktır. Teknoloji girişimleri bir kez daha vergi teşviki, süre uzatımı, küçük istihdam destekleriyle oyalanacaktır” ifadelerini kullandı.
İktidarın politikalarını eleştiren Bayır, “Dış politikası her ülkeyle kavgalı, iç politikası her sese karşı tavırlı, ihale düzeni birkaç yandaşa odaklı, mahkeme kararları saraydaki telefona bağlı, gazeteciyle, muhalif siyasetçiyle çatışmalı, mafyayla içli dışlı bir iktidardan hangi atılımı bekleyeceğiz? Hangi yerli ya da yabancı yatırımcı bu ilişkilerin içinde olan bir iktidar için ülkede yatırım yapar? Bir iktidar düşününüz ki bilimi ve teknolojiyi hâlâ tarikat, cemaat, hemşerilik ve partizanlık kafasıyla yönetmeye kalkıyorsa o yasa rafta kalmaya mahkûmdur. Liyakatin akran lığa ve akrabalığa, partililik ve hemşerilik ağlarına takıldığı, makamların ve ihalelerin kuralına göre değil, kralına göre dağıtıldığı bu düzende yükseldiğiniz merdiven basamakları hakkaniyete değil aynı liseden mezuniyet şartlarına bağlanmış durumdadır. Acı bir gerçekle karşı karşıyayız: Bilimde yükselmenin, rektör ve yönetici olmanın partizanlığa ya da seçimler öncesinde Adalet ve Kalkınma Partisinin aday adayı olarak kendini göstermeye bağlandığı bir dönemde teknoparklarla ilgili bir yasayı görüşüyoruz’’ diyerek sözlerini bitirdi.