SOL Parti 2. Olağan Kongresi, bugün Ankara’da gerçekleştirildi. Kongrede SOL Parti’nin seçim bildirisi açıklandı.
Bildiride, “SOL Parti bu temellere dayanan devrimci programıyla örgütlenerek seçim platformu da dahil olmak üzere hayatın her alanındaki mücadeleyi, vazgeçilmez bir görev olarak görür” denildi.
“Türkiye’nin birikmiş sorunlarının çözümü için yeniden devrimci demokratik kuruluş dışında bir çıkış yolu yoktur” denilen bildiride, “SOL Parti, AKP’ye karşı 20 yıllık mücadelenin onuruyla siyasal İslamcı rejimi yenilgiye uğratmak ve iktidarın her türlü baskı ve hile girişimi karşısında birleşik bir toplumsal mücadelenin örgütlenmesi için var gücüyle inisiyatif alacaktır” ifadelerine yer verildi.
Bildiride, ‘laiklik’, ‘bağımsızlık’, ‘parasız ve demokratik eğitim’, ‘kadın hakları’, ‘kamulaştırma’, ‘herkese iş ve güvenceli çalışma hakkı’, ‘Kürt sorununa demokratik çözüm’, ‘ekolojik yıkıma karşı mücadele’ ve ‘göçmenler için insani ve demokratik çözüm!’ başlıkları yer aldı.
SOL Parti’nin seçim bildirisinin tamamı şöyle:
YENİDEN KURULUŞ İÇİN
Yaklaşık 20 yıldır iktidarda olan siyasal İslamcı bir rejimin baskısı altında, adeta referandum niteliği kazanan bir seçim sürecine hazırlanıyoruz.
Sosyalizm yolunda sınıfsız ve sömürüsüz bir düzen kurmayı temel mücadele hedefi olarak kabul eden SOL Parti, bu koşullar altında yapılacak seçimlerde bu faşist tek adam rejimini sonlandırmayı acil bir görev olarak görmektedir.
Çünkü barışın, özgürlüklerin, insanca yaşamanın, ezilen bütün kesimlerin kardeşçe haklarını almalarının kapısının aralanması her şeyden önce böyle faşist bir rejime son vermekten geçecektir.
Cumhuriyetin bütün kazanımlarını parça parça ortadan kaldıran, izlediği halk karşıtı neo-liberal politikalarla sermayeyi destekleyen; uluslararası emperyalizmin dayattığı politikalarla sürekli yalpalayan, demokrasi ve özgürlükleri ortadan kaldıran bu iktidara son vermek bugünün en acil görevidir.
Yirmi yıldır adım adım kurulan bu inkârcı, ayrımcı, baskıcı, dinci, soyguncu faşist rejime karşı her aşamada başta kadınlar, gençler ve emekçiler olmak üzere geniş toplum kesimleriyle birlikte mücadele ettik. Şimdi bu mücadelenin bir kere daha geldiği önemli dönüm noktasında SOL PARTİ tek adam rejimine son vermek için özgürlükçü eşitlikçi, barışçı, devrimci bir anlayış temelinde sorumlu ve aktif bir tutum alacaktır.
Ülkemizin tüm yurtsever aydınlarını, ilerici güçlerini, demokratlarını ve tüm toplumsal muhalefet güçlerini aynı devrimci sorumluluk anlayışıyla birlikte mücadeleye çağırıyoruz.
GERİ DÖNÜŞ YOLU KAPALI
1980 darbesinin açtığı yolda yıllar içinde güçlenerek iktidar olan dinci siyaset karşı-devrimci bir güç olarak Cumhuriyet’in ‘laiklik’, ‘hukuk devleti’ gibi tüm ilerici kazanımlarını da tahrip etti. Devlet aygıtının tamamını ele geçiren ve emperyalist güçlerle birlikte din kisvesi arkasında örgütlenmiş gerici tarikatları arkasına alarak keyfi ve otoriter ‘tek adam rejimi’ olarak iktidarını sağlamlaştırdı.
Bu gerici rejim altında neo-liberal kapitalist sermaye düzenine sınırsız bir sömürü alanı açıldı ve ülkenin birikimleri bir avuç haramiye kurban edildi. Emekçi halkın sefaleti pahasına sürdürülen yağma ve talanla başlayıp kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesine ve doğanın toprakların işgaline uzanan onarılması zor büyük bir yıkım yaratıldı.
Bugün gelinen aşamada sadece parlamenter sisteme dönüşle sınırlı bir programla ülkenin karşı karşıya bulunduğu sorunların çözümünün mümkün olmadığı ortadadır.
12 Eylül faşizminin eseri olan 1982 Anayasası’nın biçimlendirdiği eski parlamenter sistemin özünde demokratik bir yapı yoktur. AKP’nin ilk on yıllık iktidar dönemindeki anayasa değişiklikleri ve kamu yönetiminde, eğitim sistemindeki sistematik yıkımlar sonunda bu yapı daha da bozulmuştu. Bu nedenle 2017 Anayasa değişikliğinin öncesine dönmek çözüm değildir. Artık şimdi bilinen anlamıyla bir Cumhuriyet’ten söz etmek de mümkün değildir.
Türkiye’nin bu ekonomik krizden çıkış için ticarileşmiş eğitim ve sağlık başta olmak üzere temel kamu hizmetlerinin ve özelleştirilen tüm kamu işletmelerinin ve kamu varlıklarının geri alındığı kamusal dönüşümü zorunludur. Böyle bir dönüşüm mutlaka tarikat ve cemaatlerin devlet içindeki tüm kadrolarının tasfiye edildiği laik bir atılım olmak zorundadır.
Ezilen kimlikler üzerindeki her tür baskıya son verilmiş bir barış politikası ile Kürt sorununun demokratik çözümü geliştirilmelidir.
Şimdi dünyanın yeni bir kutuplaşma içinde, yeni bir soğuk savaş denklemine sürüklendiği dönemde, dış politika, Amerikan güdümlü fetihçi savrulmadan çıkartılarak, mutlaka ABD ve NATO’dan kurtulmuş bağımsız bir nitelik kazanması zorunludur.
SOL Parti bu temellere dayanan devrimci programıyla örgütlenerek seçim platformu da dahil olmak üzere hayatın her alanındaki mücadeleyi, vazgeçilmez bir görev olarak görür.
SOL Parti böyle bir radikal dönüşümün ancak toplumsal devrimci bir mücadelenin eseri olacağına inanır; bu uğurda mevcut siyaset anlayışlarının dışında kalan başta gençler ve kadınlar olmak üzere işçilerin, köylülerin ve tüm ezilen emekçi halk kesimlerinin örgütlü mücadelesini geliştirmeye öncelik verir.
DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM İÇİN MÜCADELE
Tümüyle anti demokratik, keyfi ve baskıcı Başkanlık Sistemine, ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne son verilmelidir. Mevcut tek adam rejiminin Cumhurbaşkanlığına verdiği yetkiler kaldırılmalıdır.
SOL Parti, kuvvetler ayrılığına dayanan, halkın söz, yetki ve karar süreçlerine katıldığı, yerel yönetimlerin ve yerinden yönetim anlayışını temel alan yeni bir düzeninin kurulmasını savunur. Bu doğrultuda temsilde adalet duygusunu hiçe sayan, milyonlarca insanın oyunu geçersiz kılan seçim barajının ve seçimlere katılımı zorlaştıran tüm anti-demokratik hükümlerin ortadan kaldırılması için mücadele etmektedir.
Siyasi Partiler Yasası’nda yer alan ve siyasi partilerde bir tür tek adam rejimi ihdas eden bütün anti demokratik hükümler kaldırılmalıdır. Parti başkanına verdiği aşırı yetkilerle siyaseti birkaç parti başkanının iki dudağı arasına sıkıştıran siyasal partiler yasası ile siyasetin demokratikleşmesi mümkün olamaz.
12 Eylül’ün ve gerici AKP rejiminin tüm izlerini silecek demokratik, özgürlükçü ve emekçilerden yana ‘kurucu bir anayasa’ hazırlama sürecinin gerekliliğine inanıyoruz.
LAİKLİĞİ KAZANACAĞIZ
Sol Parti, tüm yurttaşların inanma ve ‘inanmama özgürlüğünü’ güvence altına alan bir laiklik anlayışını savunur.
SOL Parti, bu anlayış doğrultusunda Aleviler başta olmak üzere farklı din ve mezheplerin özgürce inançlarını yaşayabilmelerinin güvence altına alınmasını savunur.
Bunun için din ve devlet işleri kesin biçimde birbirinden ayrılmalı, dinin devlet işlerini, kamusal düzeni ve toplumsal hayatı düzenlemeye yönelik her tür müdahalesine son verilmelidir.
Diyanet İşleri Başkanlığı lağvedilmeli; tarikat ve cemaat gibi gerici odakların devlet içindeki kadroları dağıtılmalıdır. Anayasa ve yasaların laiklikle ilgili tüm hükümlerinin eksiksiz uygulanmalı, tarikat ve cemaatlerin örgütlenmesine son verilmelidir.
Eğitimdeki dinselleştirmeye son vermek için MEB’in tarikat ve cemaatlerle yaptığı tüm protokoller iptal edilmeli; zorunlu din derslerine, okulların İmam Hatipleştirilmesine, 4+4+4 kesintili eğitim sistemine son verilmelidir. Tüm eğitim emekçileri ve velilerle birlikte laik, demokratik, bilimsel zorunlu temel eğitimin yeniden yapılandırılması önümüzdeki dönemin önemli görevlerinden biridir.
BAĞIMSIZ TÜRKİYE İÇİN
Emperyalizmin ülkemiz üzerindeki siyasi, askeri ve ekonomik tahakkümünü reddediyoruz.
Emperyalistlerle yapılmış tüm açık ve gizli anlaşmalar iptal edilmesi, NATO başta olmak üzere emperyalist ittifaklardan çıkılması ve başta İncirlik ülkemizdeki tüm yabancı üslerin kapatılmasını savunuyoruz. 6.Filo’ya hayır diyen devrimcilerin tarihsel bağımsızlık mücadelesinin taşıyıcısı olan SOL Parti, bu doğrultudaki mücadeleyi yükseltmeyi en önemli görevlerden birisi olarak önüne koyar.
Emperyalizmin güdümündeki savaş politikalarına son verilmeli; Suriye yönetimi ile barışçıl ilişki sürdürmenin koşulları oluşturulmalı; Suriye’deki cihatçı güçlere verilen destek sona ermelidir.
SOL Parti olarak, emperyalizmin etnik, dinsel ve mezhepsel farklılıkları kışkırtmaya dayalı ‘böl ve yönet’ politikası karşısında Türkiye’nin komşu ülkelerle barış içinde bir arada yaşamaya dayalı anti-emperyalist hatta durmasını savunuyoruz.
Toplum yararına kullanılmayan, yolsuzlukların konusu haline gelmiş dış borçları ve kamu özel işbirliği projelerini halk adına görev yapan “borç denetim” komiteleri aracılığıyla iptal edeceğiz.
HERKES İÇİN ONURLU VE İYİ YAŞAM HAKKINI SAVUNUYORUZ
Eğitim, sağlık, bakım hizmetleri, ulaşım, iletişim, barınma ve tüm temel insani ihtiyaçların karşılanması her yurttaş için bir hak olarak tanımlanmalıdır.
Kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesine son verilmeli; bütçe ve kamu kaynaklarının şirketlerin çıkarına sunulması bitmeli; bu kaynaklar temel kamu hizmetlerinin güçlendirilmesine için kullanılmalıdır. SOL Parti, ticarileşmiş bütün temel kamu hizmetlerinin kamu yararı doğrultusunda dönüştürülmesi için mücadele etmektedir.
İyi yaşam hakkı en çok emekliler için hayatidir. İnsanca yaşanabilecek emeklilik ücreti ve yaşlı bakımının kamusal bir hizmet olarak sunulmasını savunan SOL Parti, emeklilerin sendikal mücadelesini desteklemekte ve tüm emeklilerle omuz omuza mücadele eder..
Tüm çocukların eğitim, sağlık, yaşama hakkı yanında; fiziksel, psikolojik ve cinsel sömürüye karşı korunma haklarını da savunur.
DEMOKRATİK, PARASIZ EĞİTİM HAKKI
SOL parti tüm yurttaşların parasız eğitim hakkını kullanmasının koşullarını sağlamanın kamunun görevi olduğunu savunur. Eğitimin maliyetini yurttaşlara yıkan ticari anlayışa son verilmeli, parasız eğitim herkes için bir hak olmalıdır. SOL Parti, bu alanda kâr amacıyla çalışan tüm faaliyetlerin kamu yararı doğrultusunda dönüştürülmesi ve özel okulların bu amaçla kamulaştırılması mücadelesini öncelikle görev olarak önüne koyar.
SOL Parti, YÖK’ün kapatılmasını üniversitelerde düşünce ve ifade özgürlüğü, bilimsel özgürlük ve akademik özerkliğin her düzeyde sağlanmasını; rektörlerin doğrudan üniversite bileşenleri tarafından belirlenmesini savunur. Üniversitelerin üzerindeki baskılara son verilmesi, KHK ile ihraç edilen Barış Akademisyenleri’nin üniversitelerine iade edilmesi için mücadele etmektedir.
HERKES İÇİN SAĞLIKLI YAŞAM HAKKI
Sol Parti sağlıkta kamucu politikaları savunur. Her yurttaş için ücretsiz ve nitelikli kamu hizmeti yaklaşımıyla, özel hastanelerin kamulaştırılmasına; kamu-özel ortaklığı adı altında kamu kaynaklarının mega şirketlere aktarılmasına son verilmesi için mücadele eder.
Sağlık hizmetlerinde öncelik koruyucu sağlık hizmetlerine verilmesi, koruyucu sağlık hizmetleri herkesin en kolay ulaşabileceği biçimde ve yerde verilmesini temel alan anlayışla sağlığın yeniden örgütlenmesi için çaba harcayacağız.
Bakımlı bir konutta yaşamak sağlıklı yaşam hakkının en önemli dayanağıdır.
SOL Parti kamusal toplu konut projelerini yaygınlaştırmayı ve evsiz yurttaş kalmamasına yönelik konut politikalarını savunur.
EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK KADINLARLA GELECEK
SOL Parti, sol feminist yaklaşımla erkek egemenliğinin geleneksel ve modern -kapitalist bütün biçimlerine ve toplumsal ve siyasal alandaki her türden cinsiyetçiliğe son vermek için mücadele eder.
Bu doğrultuda kadın cinayetlerine son vermek; kadınların yaşam hakkını ve şiddetten korunma hakkını ve can güvenliğini sağlamak için erkek şiddetine son verecek önlemlerin alınmasını; 6284 sayılı yasa ve İstanbul Sözleşmesi’nin eksiksiz biçimde uygulanması için mücadele eder.
SOL Parti, toplumsal cinsiyet kimliklerine yönelik baskı ve linç girişimlerine karşıdır. Yurttaşların eğitim ve kamusal hayatta cinsel kimliklerinden dolayı şiddet ve ayrımcılığa uğramasına karşı mücadele eder.
HALKA AİT OLANLARI GERİ ALACAĞIZ
Emperyalizme bağımlı ekonomik yapının türevi olan rant ekonomisinden katılımcı, demokratik planlamaya dayalı ve ekolojik tahribatı engelleyen üretim ekonomisine geçilmesi zorunludur.
SOL Parti, özelleştirmelerle yerli-yabancı sermayeye peşkeş çekilen halka ait tüm kamu varlıklarının, TÜPRAŞ, Türk Telekom, TEKEL, SEKA, Ereğli Demir Çelik başta olmak üzere enerji ve iletişim gibi büyük ve stratejik şirketlerden başlayarak, geçmişte kamusal hizmet vermiş Sümerbank gibi kuruluşları yeniden ayağa kaldırmayı, kamulaştırmayı savunmaktadır.
HERKESE İŞ VE GÜVENCELİ ÇALIŞMA HAKKINI SAVUNUYORUZ
Çalışmanın bir insan hakkı olduğundan hareketle ücretlerden kesinti yapılmaksızın, 32 saatlik \4 günlük çalışma haftasına geçilmesini ve var olan işlerin paylaşılmasını savunuyoruz.
Bu yolla başta gençler olmak üzere çalışma umudunu yitirmiş milyonlarca yurttaşımız için istihdam olanakları yaratılmalıdır.
Toplu işten çıkarmalar yasaklanmalı, işsizlik sigortası yaygınlaştırılarak kapsamı genişletilmelidir.
Çalışma hayatı demokratikleştirilmeli, sendikal örgütlenmenin önündeki tüm engeller kaldırılmalı. Bütün iş yerlerinde sendikalı çalışma düzenine geçilmelidir.
Tüm emekçiler güvenceli çalışma koşullarına ve eşit haklara sahip olmalıdır. Uzaktan çalışma ve esnaf kurye çalışma modellerine karşı güvenli ve güvenceli çalışma koşulları sağlanmalıdır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği yasası emekçiler lehine düzenlenmeli, iş yerlerinde sağlık çalışma koşulları oluşturulmalıdır. İş kanunu esnek çalışma anlayışlarından arındırılmalıdır.
Bu acil taleplerin hayata geçirilmesi için tüm emek güçleriyle birlikte mücadele ediyoruz.
YOKSULLUĞA VE ADALETSİZLİĞE SON
Vergide adalet için temel gıda ve ihtiyaç maddeleri, eğitim, sağlık, kültür ve sanat ürünleri üzerindeki KDV ve diğer dolaylı vergilerin sıfırlanması, gelir ve kurumlar vergisi dilimlerinin artan oranlı olarak yeniden düzenlenmesi için mücadele edeceğiz.
Büyük varlık sahiplerine yönelik artan oranlı servet vergisi getirilmeli; AKP döneminde sermaye çevrelerine uygulanan vergi muafiyetlerinin, bütçe transferleri geri alınmalıdır.
Ayrım yapılmaksızın tüm yurttaşlara ‘yurttaşlık payı’ ödemesi yapılmalıdır.
KÜRT SORUNUNA DEMOKRATİK BARIŞÇI ÇÖZÜM
SOL Parti Kürt sorununun bir arada yaşamı güçlendirmeyi temel alan, barışçıl ve demokratik çözüm yollarını geliştirmek için atılacak adımları destekler.
SOL Parti, silahlardan arınmış barışçıl sürecin önünün açılması, yerinden yönetimlerin doğrudan demokrasi temelinde güçlendirilmesi, Kürt halkının ve tüm ezilenlerin dil ve kimliklerini özgürce yaşamalarının anayasal güvence altına alınmasına dayanan demokratik çözüm yollarını savunur.
Halkın iradesine karşı atanan kayyumlar derhal görevden alınmalıdır. Hukuk ayaklar altına alınarak cezaevine atılan siyasetçiler özgürlüklerine kavuşturulmalıdır.
GIDA EGEMENLİĞİ İÇİN
Tarımsal alanları uluslararası sermayeye açan, emperyalist tekellerin tarımsal üretim politikalarına teslim olan uluslararası ve ikili anlaşmalar iptal edilmelidir.
Şirketlerin kontrolündeki gıda sistemi karşısında insana yaraşır, doğayla uyumlu tek sistem olan ‘halkın gıda egemenliği’ uygulamaya konulmalıdır.
Tarımsal ve ormanlık arazilerinin yok olmasına neden olan maden, turizm, konut, sanayi ve yol yatırımlarından vazgeçilmeli, tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı yasaklanmalıdır.
Tarımsal mazot, elektrik ve sudan alınan ÖTV kaldırılmalıdır. Aile işletmelerine dayanan küçük çiftçilerin elektrik, su ve Ziraat Bankası’na olan tüm borçları silinmelidir. Tarımsal ürün ithalatında gümrük vergisi indirimlerine son verilmelidir. Çiftçiye dönük tüm fiyat desteklemeleri girdi maliyetlerine endekslenmeli, tarımsal ürünlerde enflasyon ve artan yaşam maliyetleri hesaplanarak çiftçinin tarımdan kopmayacağı, insanca yaşam süreceği bir seviyede taban fiyatı belirlenmelidir.
Çiftçilerin toprak, su, tohum gibi üretim araçlarına ücretsiz erişim hakkı temin edilmelidir. Çiftçilerin tohum hakkı tanınmalı, tohumculuk yasası çiftçinin ihtiyaçlarına göre düzenlenmelidir.
Sözleşmeli üretim modeli terk edilmelidir. Özelleştirilen tüm kamu kurumları ekolojik köylü tarımının yaygınlaştırılması ve teşvik edilmesi için çiftçiler lehine ve demokratik bir biçimde yeniden yapılandırılmalıdır.
EKOLOJİK YIKIMA KARŞI MÜCADELEYE
SOL Parti, ekolojik yıkıma karşı memleketin dört bir yanında süren direniş ve mücadelelerin parçası, örgütleyicisi olmuş ve direnen halkın daima yanında olmuştur. Ekolojik yıkıma karşı halkın acil taleplerini savunmaya ve örgütlemeye devam edeceğiz.
Fosil yakıtlara dayalı enerji üretimi planlı bir şekilde düşürülmelidir. En kısa sürede sera gazı salınımını ortadan kaldırmayı hedefleyen enerji tasarruf planı oluşturulmalıdır.
Taşkın, sel, derelerin katledilmesi gibi riskler yaratan HES’ler ile ekolojik tahribata sebep olan tüm JES, GES ve RES’ler bu olumsuzlukları önleyecek şekilde dönüştürülmeli ya da kapatılmalıdır.
Akkuyu Nükleer Santrali’nin inşaatı durdurulmalı, İğneada ve Sinop’ta kurulması planlanan nükleer santral projeleri iptal edilmelidir.
Doğamızı yıkıma uğratan yağmacı tüm şirket faaliyetleri sonlandırılmalı, emperyalist tekeller kovulmalıdır. Altın madenciliği faaliyetlerine son verilmelidir. Madencilik faaliyetleri çevre, doğa, su kaynakları, orman, tarım alanları, kültürel varlıkların öncelikli olarak değerlendirildiği ve yöre halkının katılımıyla planlı biçimde yürütülmelidir.
Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. SOL Parti, hayvanların insanlarca gözetilme, bakılma ve korunma haklarını da savunur.
GÖÇMENLER İÇİN İNSANİ VE DEMOKRATİK ÇÖZÜM
Suriye’ye yönelik emperyalist müdahaleye ve iktidarın ABD’nin savaş planlarına dahil olarak izlediği cihatçı politikalara en başından itibaren karşı çıkan SOL Parti, bu savaşın yarattığı göçmen krizine karşı insani ve demokratik çözümün savunucusu olarak, göçmen karşıtı ırkçı-faşizan toplumsal tepkinin karşısındadır.
Bunun için AB ile yapılan tüm ‘Geri Kabul Anlaşmaları’ iptal edilmeli, üçüncü ülkelere göçün önü açılmalı, Suriye yönetimi ile savaş göçmenlerinin gönüllü geri dönüşünün şartlarının oluşturulması planlanmalıdır. AKP tarafından ülkemize yerleştirilmiş olan tüm cihatçı -savaşçı unsurlar sınır dışı edilmelidir.
Sermayenin Türkiye emekçilerini ve sığınmacıları birbirine düşman ederek dayattığı ‘kölelik rejiminin’ ortadan kaldırılmasının ilk adımı olarak herkes için güvenceli çalışma koşulları sağlanmalıdır.