“Kuşak ve Yol 10 Yaşında Kalkınma Yolunda El Ele” toplantısı bugün İstanbul Taxim Hill Oteli’nde gerçekleşti.
Toplantıya Çin’in Türkiye Büyükelçisi Liu Shaobin, T.C. Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilcisi Büyükelçi Ayşe Sözen Usluer, Çin Medya Grubu Asya ve Afrika Dilleri Yayın Merkezi Başkanı An Xiaoyu, Ekonomistler Platformu Başkan Yardımcısı Doç Dr Pelin Sönmez, Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı Başkanı Akkan Suver, NTV İçerik Koordinasyon Direktörü Cengizhan Kocahan, Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Recep Erçin ve Yön Radyo Yönetim Kurulu Başkanı Ulaş Can katıldı.
Toplantıda bir konuşma yapan An Xiaoyu şunları söyledi:
Sayın Büyükelçi, değerli konuklar İstanbul’a gelerek seminere katılmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bu benim İstanbul’a ilk gelişim ama bu kent bana yabancı gelmiyor. Çünkü tüm herkes gibi biz İstanbul’u çok yakından takip ediyoruz. Dün uçaktan iner inmez tarihe girmiş gibi hissettim. Bütün gün şehri gezmeye çalıştım. İstanbul’u ve Türkiye’yi daha yakından hissediyorum.
Günümüzdeki Türkiye’nin gücünü ve dinamiğini hissediyorum. Çin’de İstanbul bilinen bir isimdir. Binlerce yıllık süre boyunca antik İpek Yolu ile Çin arasında önemli bir bağ oluşmuştu. Batı ve doğuyu bağlayan en önemli noktalardan birisi. Tarihte antik çağlardan gelip eski Roma’ya kadar ulaşmış. Çin, günümüzde Türkiye Avrasya coğrafyasında çok önemli bir ülkedir. İpek Yolu, ekonomi kuşağının olmazsa olmaz bir parçası olmuştur Bu sene Kuşak ve Yol’un 10. yılında ve bugün burada bunu konuşmak tarihi devam ettirmekle beraber, geleceği de konuşuyoruz. Bu çok önemli bir anlam taşımaktadır.
10 yıl önce devlet başkanı Xi Jinping Kuşak ve Yol girişimi önermişti. Uluslararası işbirliği önerdiği için, dışa açılan bir görüşle tüm ülkeler birlikte refaha ulaşmaya, yeni olanaklar sağlamaya çaba sarf etmeye başladı. Günümüzde gördüğümüz kadarıyla Kuşak ve Yol büyük başarılara imza attı. İş birlikleri çok beğenilen kamu ürünü olmakta ve kaçınılmaz bir ürün olmuştu. Bütün dünya ile beraber, Kuşak ve Yol inşası meyveler vermeye devam ediyor. Kuşak ve Yol girişimi, birlikte verimli bir şekilde iki ülke arasında stratejik işbirliğine ve uzlaştırmaya devam etmekte. Kuşak ve Yol işbirlikleriyle ilgili ilkelerden bahsetmek gerekirse; ortak istişare, ortak paylaşım ve ortak inşa. Bu içerisinde çok önemli ve doğru felsefeler içermektedir. Yani kader birliği, farklılıklarla birlikte uyum içerisinde olmak. Bu felsefeler üzerinde Devlet Başkanı Xi, yeni fikirlere sunmakta. Ortak kader birliği, küresel güvenlik girişimi, medeniyet girişimi dahil olmak üzere birtakım kavramlar önermişti. Ortaklaşa insanlık, gelecek güzellikleri tatmayı önermişti. Bu da içtenliği anlatıyordu. Fakat Batı dünyası bir şekilde Çin’i yanlış okuyor. Çin sistemini, kendi sistemlerine uyumsuz olarak görüyor. Çin halkının kendi seçtiği yolu aşağılıyor. Bu yanlış okumalar bir yandan Batı dünyasının kendi bencilliğinden kaynaklanabiliyor. Öte yandan da dışa kapalı olmaktan kaynaklanabiliyordu. Çin’i anlayabilmek için önemli bir anahtar kelime vardır. Çin tarzı modernleşme az önce sayın Büyükelçi bunu açıklamaya çalıştı. Çin kendini daha iyi bir şekilde kanıtlayabilecektir. Yani modernleşme yolu sadece batı tarzı olarak kalmamaktadır. Hem Çin tarzı hem Afrika tarzı hem Türkiye tarzı olması mümkündür. Her halkın kendi istediği yolu seçme hakkı vardır. Tıpkı Çin’in kendine özgü bir yolu seçtiği gibi. Devlet Başkanı Xi, çok iyi bir şekilde Çin tarzı modernleşmeye önem vermişti. Çin tarzı modernleşme muazzam nüfus ile modernleşmedir. Bu çok önemli ölçüde dünyanın modernleşme haritasını değiştirir. Bu yol ile ortak hedefe ulaşması hedeflenmekte, maddi ve manevi uygarlıkların arasında uyum olması, insan ile tabiat arasında uyum içerisinde yaşanması…
Çin kararlılıkla dünya barışı ve istikrarı korumakta ve bununla birlikte kendi gelişmesini sağlamaya çalışmaktadır. Kendi gelişmesiyle Dünyanın gelişmesine de katkı sağlamaktadır. Bu insanlık ve uygarlığın önemli bir adımıdır ve dünyaya olanaklar sağlamaktadır. Az önce izlediğimiz tanıtım filminde Çin belgeseli, Çin medya grubu ile NTV ortaklaşa çektiği bir belgeseldir. Bu belgeselde yansıtılan hikayeler, Çin halkının modernleşme yolunu nasıl keşfettiğini göstermektedir. Türk izleyicilerin böylece modernleşmeyi anlamalarını sağlayacaktı. Bugün Türkiye’den önemli basın mensuplarını da davet ettik. Bizlerle beraber daha iyi bir işbirliği ile iki halk arasında daha iyi anlayabilmesini birlikte sağlayabileceğimize inanıyoruz. Daha çok Türk muhabirleri Çin’e davet ediyoruz. Kendi gözlerinizle anlamanızı sağlayacaktır. Çin tarzı modernleşme belki birçok Türk vatandaşı için yabancı bir ifadedir. Belki bir kısım arkadaşlar Çin’e ön yargı ile bakabilirler. Bizim değiş tokuşlarımızı da buna göre anca görebiliyoruz. Bu da bize anlatıyor ki iki ülke arasında refaha ulaşma yolunda daha çok insanla toplum arasında gönül birliğine odaklanılmalı.
Dün Türkiye’den davetli basın mensubu arkadaşlarla konuştuk. Anladığıma göre haberlerin gerçekliğinin. Dünyaya dair ve tüm konularda kendilerine özgü görüşlere sahipler. İki taraf arasında çok verimli işbirliklerine imza attık. Çin hikayelerini Türkiye’ye Türkiye hikayelerini Çin’e anlatıyoruz. Çok iyi hatırlıyorum ki bu yıl şubat ayında Türkiye’de büyük deprem yaşandığında Çin’de, Çin medya grubunun ekranlarına bakıyordum. Depremle mücadele ile ilgili anları yakalayıp Çin’de anlatıyorduk. Hiç unutmuyorum bir Türk muhabiri, canlı yayın yapıyordu. Artçı sarsıntı ile karşılaşmıştı. Hemen canlı yayını bırakıp kurtarmaya koştu ve 7 yaşındaki küçük bir kızı kucaklayıp götürdü. O an ben gerçekten çok etkilendim. Böyle bir andan anlayabiliyorum ki, büyük yürek sıradanlıktan gelmekte, kahramanlar halklardır. Çin halkının gönüllüleri ve Türk halkının gönüllüleri aslında sıkı bir bağ var ve biz hepimiz aynı anda aynı şeye dua ettik canların kurtarılması için.
Değerli konuklar modernleşme yoluna ilerlerken, dünya yüzyılda görülmemiş değişimler varken büyük mücadeleler ile karşı karşıyayız. Ortak istişare ile birlikte hem tarihe devam edeceğiz hem modern uygarlığa uyum sağlayacağız. Kendi halkımızı hem de dünyanın ortak refahını ilerleteceğiz. Medya mensubu olarak ben de iki ülkenin ana akım medya sorumluluklarını üstlenecekleri hem siyasi hem de sosyal-kültürel açılardan pozitif ve aktif şekilde halka ışık tutan ikili ilişkiyi ilerletmeyi dilerim…