CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Denizciliğin yeniden Türk milletinin stratejik önceliği haline gelmesi ve kurumlar arası eşgüdümün güçlendirilmesi amacıyla, CHP iktidarında Denizcilik Bakanlığı kurulacaktır. Bu bakanlık, hem kamu-özel sektör iş birliğini düzenleyecek hem de denizcilikte millî kapasiteyi artıracak bir merkezî yapı olacaktır” ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı dolayısıyla yayınladığı mesajında, bu tarihi günün denizlerdeki bağımsızlık ve egemenlik hakların simgesi olduğunu belirtti. Bağcıoğlu, denizciliğin Türkiye’nin stratejik önceliklerinden biri haline getirilmesi gerektiğini belirterek, sektörün yaşadığı sorunlara dikkati çekti. Bağcıoğlu’nun mesajı şöyle:
“Türkiye’nin denizcilik tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biri olan 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nın 99’uncu yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutluyoruz. Bu anlamlı gün Türk kara sularında, nehir ve göllerimizde gemi işletme, taşıma ve deniz ticareti yapma hakkının, yani kabotaj hakkının, yabancılardan alınarak Türk milletine devredilmesinin sembolüdür.
1926 yılında yürürlüğe giren 815 sayılı Kabotaj Kanunu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ulusal egemenlik ve ekonomik bağımsızlık vizyonunun denizlerdeki yansımasıdır. Bu kanunla Türk milleti, kendi sularında egemenlik hakkını geri kazanmış; denizcilik sektörünün gelişimi için sağlam bir zemin oluşturulmuştur.
Ancak son yıllarda, Kabotaj Kanunu’nun ruhuna aykırı nitelikte görülebilecek bazı uygulamalar endişe vericidir. Özellikle limanlarımızın özelleştirilmesi sürecinde, kamusal denetim ve stratejik bütünlük zayıflatılmış, bu durum denizcilik güvenliğimiz ve milli çıkarlarımız açısından riskler doğurmuştur. İstanbul ve Çanakkale Boğazları dışındaki birçok limanda römorkaj ve kılavuzluk hizmetlerinin özel sektöre devredilmesi, kamu yararı ve milli egemenlik ilkeleriyle çelişebilecek nitelikte gelişmelerdir. Kabotaj hakkı, Türk bayraklı gemilerle sınırlı kalsa da, bu hizmetlerin stratejik önemi göz ardı edilmemelidir.
Tarih boyunca donanmamız ile ticaret filomuz, Kurtuluş Savaşı’ndan itibaren uyum ve dayanışma içinde bir bütün olarak hareket etmiştir. Bu bütünlük, milletimizin denizlerdeki bağımsızlığının ve direncinin temelidir. Ancak bugün, bu tarihi denge ve birlik anlayışı çeşitli uygulamalarla tehdit altına girmiştir.
DENİZCİLERİMİZİN DÜŞÜK ÜCRET VE ZAYIF SOSYAL HAKLARLA İSTİHDAM EDİLMESİ KABUL EDİLEMEZ
Ülkemizde denizcilik hiçbir zaman hak ettiği önceliği görememiştir. Kara yoluna bağımlılık artarken, denizyoluyla yolcu ve yük taşımacılığı hedeflenen seviyelere ulaşamamıştır. Büyük ölçekli bazı Türk denizcilik şirketlerinin Türk gemi adamı çalıştırmaması, gemilerde görev yapan denizcilerimizin düşük ücret ve zayıf sosyal haklarla istihdam edilmesi kabul edilemez. Ayrıca, yaşlanmış filoyla sürdürülen seferler ve denetim eksiklikleri nedeniyle meydana gelen kazalarda denizcilerimizi kaybetmeye devam ediyoruz. Bu sorunların çözümü için, 2008’de kaldırılan denizciler için yıpranma payının yeniden yürürlüğe konulması büyük bir zorunluluktur.
Denizcilik eğitimi alan öğrencilerimizin, uluslararası standartlara uygun, nitelikli ve kesintisiz eğitim almaları önceliklerimizden biri olmalıdır. Ancak bugün, denizcilik fakültelerinde okuyan ya da mezun olan gençlerimiz, zorunlu stajlarını tamamlayacak yeterli gemi bulmakta zorlanmaktadır. Bu sorunun çözümü için, modern teknolojilerle donatılmış çok maksatlı bir açık deniz eğitim gemisinin ülkemize kazandırılması elzemdir.
Sahil Güvenlik Komutanlığımızın özverili çalışmaları takdire şayandır; ancak arama kurtarma kapasitemiz, yeterli sayıda uygun helikopter bulunmaması nedeniyle sınırlıdır. Sondaj gemilerimizde kritik görevlerde hâlâ yabancı personel istihdamı yapılması, Türk mühendis ve denizcilerin mesleki gelişimini sekteye uğratmaktadır. Öte yandan, denizcilik sektörümüzün siber güvenlik altyapısı zayıf, yurtdışındaki limanlarda bulunan ticari gemilerimizin personeli ise kurumsal devlet desteğinden mahrum kalmaktadır.
Tüm bu sorunların çözümü, liyakate dayalı, planlı ve koordineli bir yönetim anlayışıyla mümkündür. Denizciliğin yeniden Türk milletinin stratejik önceliği haline gelmesi ve kurumlar arası eşgüdümün güçlendirilmesi amacıyla, CHP iktidarında Denizcilik Bakanlığı kurulacaktır. Bu bakanlık, hem kamu-özel sektör iş birliğini düzenleyecek hem de denizcilikte millî kapasiteyi artıracak bir merkezî yapı olacaktır. 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı vesilesiyle Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ve ebediyete intikal eden tüm denizcilerimizi rahmet ve minnetle anıyor; görev başındaki donanma ve ticaret filosu mensubu denizcilerimize hayırlı seyirler ve emniyetli görevler diliyorum.”
KAYNAK: ANKA