CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Sinovac aşısının alımında aracılık yapan Keymen firmasını kastederek “Rantın olduğu yerde siyasi akbabalar vardır. 1 milyon doz aşıyı bedava alıp, DMO’ya 12 milyon dolara satacaksın, ben sorduğum zaman da çevireceksin. Ne sırrı? Biz aşı ne formülle yapıldı diye sormuyoruz.” dedi.
Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:
TEK ARZUMUZ HUZUR: Birileri gibi kendi cebimizi doldurmuyoruz. Birileri gibi İstanbul’da arsa varsa bana sormadan satmayın demiyoruz. Tek arzumuz bu ülkede herkes huzur içinde yaşasın. Sonuçta bir parti gelecek bir partiyi yönetecek. Demokrasi içerisinde yönetecek. 19 yıl geçmiş hala İnsan Hakları’nı düşünüyorlar. 19 yıl geçmiş. Allah bunlara akıl fikir versin. Yeniden toplantı yapacağınıza Birleşmiş Milletler’e bakın, Peygamberimizin Veda hutbesine bakın görürsünüz insan haklarını.
AKSARAY’A HEDEN YOK: Şubat ayında Aksaray’da kanaat önderleri ile görüştüm. Kırsalda küçük bir köyümüz varsa orda da bir kanaat önderi vardır. Onlarla bir araya gelip varsa sıkıntımız dinlemek görevimizdir. Niğde-Ulukışla-Aksaray demir yolundan şikayet ettiler. Kanal İstanbul ile uğraşacağına yapsana bu demir yolunu. Yıllar yılı söz verdin neden yapmıyorsun? Herkese para var da Aksaray’a neden yok? Ben onlara söz verdim, CHP iktidarında Aksaray’da ürettiğiniz ürünleri demiryolu ile Mersin’e taşıyacaksınız asla para ödemeyeceksiniz.
ARTIK YÖNÜNÜZÜ BİZE ÇEVİRİN: Ankara-Niğde otoyolu yapmışlar esnaf perişan. İşsizlik kol geziyor. 1994 yılından bu yana söyledikleri hiçbir şeyi yapmadılar. İstanbul’da olan rant Anadolu’da olmadığı için Anadolu’yu gözden çıkarttılar. Aksaraylılara da sitemim var. Artık yönünüzü haktan ve halktan yana çevirin yani bize çevirin. Herkes dertli. Hayvancılıkla geçinen biri, “14 tane hayvanım vardır elimde şu kadar kaldı, yem alamıyorum. Her bankadan kredi çektim şimdi ödeyemiyorum” dedi. Sandık gelecek seni bu hale düşürene oy vermeyeceksin. Bir emekliye rastladım. “Benim maaşa iki senedir zam gelmiyor. Bin 500 lirayı geçtikten sonra zam alacakmışım. Nasıl bir düzen yaptı bilmiyorum, şeytanın aklına gelmez” dedi. Şeytanın aklına gelmez ama bunların aklına gelir.
SORUNLARI DİLE GETİRDİM: Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda ek ders karşılığında çalışan personeller var. Çok ciddi sorunları var. Bana gelen metni okuyunca bunun bir grup toplantısının gündemini aştığını gördüm. Bu insanların güvencesi yok. Özlük hakları yetersiz, yolluk alamıyorlar. Bunların sorunlarını bir Meclis Araştırması’nda dile getirelim.
PATATES SORUNU: 71 ilde patates üreticimiz var. Ekim, Kasım ayında hasatlar yapıldı, patatesler toplandı. Tüccarlar maliyeti bir lira olan patatesi 60 kuruşa bile almadılar. Dolayısıyla bu hasatlar depolandı. 4 aydır patates üreticisi depolarda tutuyor. 400-500 bin ton civarında sadece Nevşehir ve Kırşehir’de patates üreticisinin beklentisi var. Bu kadar ürünü acaba birisi gelip satın alacak mı diye. Toprak Mahsulleri Ofisi diye bir kurumumuz var. Sözde çiftçinin kara gün dostudur diye yazar. Sorunlarına eğilsinler. Eğileceklerini sanmıyorum. Patatesler alınmaz ve o depolarda çürürse, sandığa gittiğiniz zaman ders vermek zorundasınız.
ANNE VE BABALAR DERS VERSİN: Eğitim konusu üzerinde hemen hemen çok sayıda grup toplantısında konuştum. Şu bir gerçek, çocuğunu okula gönderen hiçbir anne ve baba eğitim sisteminden memnun değil. Eğitim sistemini bir deneme tahtasına dönüştüren, çocuklarımızı kobay olarak kullanan bu iktidara bütün anne ve babaların ders verme zamanı gelmiştir, geçiyor bile. Sandık gelince çocuklarınız için bu iktidara ders verin. Çocuklarınız çok değerli. 20 bin öğretmen ataması yapacaklar. Bakan, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda “Geçen yıl 40 bin yaptık bu sene de 40 bin yapacağız” diye. Geçenlerde Erdoğan açıklama yaptı, “20 bin öğretmen ataması yapacağız” diye. Eğitimde tasarruf olmaz, bizim çocuklarımız gidiyor. İyi eğitilen bir çocuk gerçekten devletimize büyük katkılar yapar. Eğitim sınıf atlatıyor. Kanal İstanbul için inat edeceğine eğitim için inat et. “Her evde, okulda internet alt yapısı olacak” de. Bakanlığın yaptığı açıklamaya göre 107 bin öğretmen açığı var. Sayıştay Raporu’na göre ise 138 bin 393 öğretmen açığı var. 2 milyon öğrenci EBA’ya erişemedi. Hiçbir okulda kadrolu tek bir temizlik görevlisi yok. Çocuklara verilen değere bak. Biz Öğretmenler Meslek Kanunu çıkaracağız. Öğretmenler için de özel kanun olacak. Toplumun en nitelikli sınıfı haline getireceğiz.
BEDAVA AŞIYA PARA MI VERİLDİ?: Geçen hafta Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya bir soru sordum. Şimdi yine başlayalım. Gazeteci arkadaş soruyor Bakan Koca’ya, “Sinovac aşısını Türkiye’ye getirilişinde iktidara yakın bazı şirketlerin aracı olduğu iddiasına ne diyorsunuz?” Cevap veriyor Koca, “Bu kesinlikle doğru değil. Biz anlaşmamızı doğrudan Sinovac’ın kendisi ile yaptık. DMO ile Sinovac arasında herhangi bir aracı yok” diye. Ben de o aracı olan firmanın adını açıkladım. Koca’dan yanıtı şunun için istedim. Siz aracı yok diyorsunuz, size aracı yok diyen kim onu iyi tanı. O kişi size doğru bilgi vermiyor, sizi aldatıyor. Sana doğru bilgiyi bu kardeşin veriyor. Senin bütün bakanların ve adına çalıştığın Erdoğan sana doğru bilgi vermiyor, seni aldatıyor. Devlet Malzeme Ofisi ile Sinovac’ın yaptığı anlaşma benim elimde var sayın Bakan. Arzu edersen senin bulamadığın anlaşmayı ben sana gönderebilirim. Rantın olduğu yerde siyasi akbabalar vardır. 1 milyon doz aşıyı bedava alıp, DMO’ya 12 milyon dolara satacaksın, ben sorduğum zaman da çevireceksin. Ne sırrı? Biz aşı ne formülle yapıldı diye sormuyoruz.
12 MİLYON DOLARLIK MASRAF MI YAPTINIZ?: 1 milyon doz aşı bedava geldi ve DMO’ya 12 milyon dolara fatura edildi. Sinovac diyor ki, “Coronav aşısının Sinovac ve Keymen arasında imzalanan anlaşmalara uygun olarak Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’na tedarik edildiğini teyit etmekteyiz” Anlaşmayı DMO ile yaptıklarından hiç bahsetmiyorlar. Demek sayın bakan yanıltıldı. 12 milyon dolar ne oldu? Keymen açıklama yaptı, “Masraflarımızı karşılamak için” diye. Yaptığın masraf 12 milyon dolar mı?
128 MİLYAR DOLARI KİMLERE SATTIN?: 128 milyar doları, yani tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan parayı soruyoruz. 128 milyar dolar çok büyük bir rakam. Erdoğan, bu parayı kriz mücadelesinde kullandık diyor. Peki, kargaşayı önledin, güzel. Dövizi düşürdün o da güzel. Ama esas soru şu: 128 milyar doları kime sattın, kimlere sattın? Merkez Bankası yaptığı tüm döviz satışlarını duyurur. 128 milyar dolarla ilgili hiçbir duyuru yok. Erdoğan’a beş soru soruyorum. 1- 128 milyar doların satışı hangi yöntemle yapıldı? 2- Bu satış hangi tarihlerde yapıldı? 3- Hangi kurdan ne kadar döviz satıldı? 4- Bu ticaretin alıcıları kimlerdir? 5- Bu satış işleminin altında kimlerin imzası var?
DAMADINLA BİRLİKTE TEFECİLERE TESLİM ETTİNİZ: Sen ve damadın el ele verdiniz Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarını Londra’daki bir avuç tefeciye teslim ettiniz! Sorumlusu sensin. Bahçeli’ye de çağrı yapıyorum. 128 milyar doların nereye gittiğinin araştırılmasını istemiyor. Milliyetçilik bu mu? Vatanseverlik bu mu? Haftaya bir avuç tefeciye yüzde 90 kazançla büyük avantajlar kazandırdıklarını anlatacağım.