Çoğu kişinin işinden istifa ederek yeni bir hayat kurma hayalini Umut Çakır gerçekleştirdi. Avukatlığı bırakarak ailesi ile Ağva’ya yerleşen ve çoban olan Çakır, burada organik bir yaşam sürüyor. Çakır, doğaya dönmek isteyip de cesaret edemeyenleri de çiftliğine gönüllü olarak bekliyor.
Haber Global’den Sibel Gülersöyler, Avukatlığı bırakarak keçi çobanlığı yapmaya başlayan Umut Çakır’ın Sosyete Çobanı adlı keçi çiftliğinde geçirdiği bir günü yazdı.
Çakır, çevresindekilerin avukatlığı bırakıp çoban olacağına inanmadıklarını ancak bunu başardığını belirterek sözlerine başlıyor. Herkesin merak ettiği, “Neden Sosyete Çoban?” sorusunu da, “Atatürk Nutuk’ta hitap ederken efendiler cümlesini kullanıyor ve kıymetli sosyete diyor. Sosyete elit kişiden değil de toplum kökeninden türeyen bir kelime. Bu sosyetede herkese yer var, biz de çoban olarak yerimizi aldık” diye yanıtlıyor.
Çakır, bu hayatı tercih nedenini şu sözlerle anlatıyor:
“İnsanlar daha 5 bin yıl öncesine kadar doğada yaşıyorlardı ama bugün şehirlerde doğadan uzakta, yapay çiçeklerin içerisinde yaşıyorlar. İnsanlar, bu düzene aslında alışamadılar ama doğaya dönmeleri gerektiğinin de farkında değiller. Örneğin; 30 yıl yaşayan biri 30 yıl yaşadığını düşünebilir ama gerçek böyle değil. Birileri 8-5 arasındaki nefesinizi satın alır ve karşılığında da size maaş verir. Ben bu yaşamın bana uygun olmadığını düşündüm, nefesimi satmak istemedim. Doğanın bize verdiği nefesi, cendere içerisinde sözde modern şehir yaşamında tüketmek istemedim.”
“KOPUŞ SÜRECİ KOLAY OLMADI”
“İnsanoğlu, akıntıya karşı kürek çekiyor aslında. Bencilleşme ve şehirleşme yolculuğunu henüz bitirmedi” diyen Çakır, “Düşünebiliyor musunuz, 7 milyar insan bir noktaya gidiyor ama siz bu yoldan sıyrılmak istiyorsunuz. O kopuş süreci elbette kolay olmadı” ifadeleriyle yaşadığı süreci de özetliyor.
Çakır, “Birçok kişi, ailen seni avukat ol diye okuttu, neden çoban oldun, emeklerine yazık değil mi?” şeklinde tepki gösterdiklerini de sözlerine ekliyor ve devam ediyor:
“Sizin farklı olmanızı kabul edemiyorlar çünkü her birey sisteme hizmet ediyor. Kişi, kendisini alacaklı görüyor istiyor ki ben avukat olayım onun yaralarını sarayım. Dediğim gibi kenara çekilmek hiç kolay değil.”
“ELLERİMİN NASIRI BENİM İÇİN ONUR”
Ailesi ile birlikte bu yola çıkmadan önce bu çekişmeleri göğüslediklerini anlatan Çakır, “Kendimiz için nefes alıp veriyor olmanın huzurunu ilk günden beri hissediyorum. Ellerim nasır tuttu ama neden pamuk gibi diye sormuyorum aksine bu durumla onur duyuyorum” diyor.
“CESARET EDEMEYENLERİ BEKLİYORUM”
Yeni bir hayata başlamak için cesaret edemeyenlere bir de tavsiye de bulunuyor Çakır:
“Doğaya dönüş kararı alan kişiler, yanımıza gelsin burada gönüllük esasına göre işlerimizi yapalım. Bunu gerçekten yapıp yapamayacaklarını da deneyerek görsünler. Gelenlerle biz evimizi de yemeğimizi de paylaşırız.”
ŞİFALI BİTKİLER
Çiftliğin hemen yanı başında ise kocaman bir orman bulunuyor. Burada hem nefes alınabiliyor hem de ATV turları yapılıyor. Çocuklar için drama dersleri de veriliyor ve sanatla buluşmaları sağlanıyor. Aynı zamanda tesisteki yemekler de bahçede yetiştiriliyor. Çiftliğe gelenleri yüzlerce yıllık ağaçlar ve şifalı bitkiler bekliyor.