DİSK/ Genel-İş Emek Araştırmaları’nın (EMAR) Aralık 2022 “İşçi Sınıfının Ekonomisi Raporu” yayımlandı.
Ekonomik krizle birlikte emekçilerin enflasyonu her geçen gün artarken işçilerin alım gücü düştüğü belirtilen EMAR raporunda, gelir dağılımı bozulduğu, yoksulluğun arttığı, emekçilerin büyümeden aldığı pay ise biraz daha azaldığı ve yaşam koşullarını ağırlaştığı vurgulandı.
Raporda, hayat pahalılığı karşısında her gün yoksullaşan işçilerin en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale geldiği belirtildi.
Yaşanan ekonomik ve sosyal krizin yarattığı tahribatın bir bilançosunu gösteren raporda, krizle birlikte işçilerin ücret ve yaşam koşullarının nasıl etkilendiğini ortaya koyuldu.
Araştırmada öne çıkan sonuçlar şu şekilde:
- Emekçinin büyümeden aldığı pay pandemi öncesi döneme göre 6,6 puan azalırken, sermayenin payı 4,3 puan arttı.
- Sektörler büyüdü, emeğin payı azaldı.
- Halk geçinemiyor, alım gücü düştü. Son on ayda gıda enflasyonundaki artış iki katını buldu.
- Halkın tüketiminden alınan vergilerin oranı bir yılda yüzde yüz arttı.
- Avrupa’daki en düşük asgari ücretin olduğu üç ülke; Türkiye, Arnavutluk ve Bulgaristan.
- Türkiye’de sefalet endeksi 96,5.
- Halkın yüzde 60’ı toplam geliri ile temel harcamalarını yapabilmekte zorlanıyor.
- 2021’de her 5 kişiden biri borçları ödemekte zorlandı.
Emekçiler ekonomik büyümeden pay almadı
İşçilerin büyümeden aldığı pay 2019 dönemine göre 6,6 puan azalırken sermayenin payı (net işletme artığı) yüzde 4,3 puan arttı.
2019 yılı 3. çeyreğinde yüzde 32,9 olan işgücü ödemeleri, 2022 yılı 3. çeyreğinde yüzde 26,3’e geriledi. Aynı dönemde sermayenin payı ise yüzde 50,5’ten yüzde 54,8’e yükseldi.
Emeğin payı azaldı
Ekonomik krizin derinleştiği 2022 yılında, 2019 yılına göre başta finans ve sigorta (yüzde 21,6), bilgi ve iletişim (yüzde 13,9), mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri (yüzde 12,6) sektörlerinde büyüme oranları ciddi bir şekilde artarken, işgücü ödemeleri düştü.
Bu sektörlerde sermaye sınıfı, işgücü ödemelerini kısarak gücüne güç katarken, emeğin payı azaldı.
Türkiye enflasyonda 1. sırada
Ekonomik krizle birlikte Rusya-Ukrayna savaşı da kuşkusuz ülkelerin enflasyon oranlarını ciddi bir şekilde etkiledi. Birçok Avrupa ülkesinde enflasyon oranının yüzde 10’a çıkması, son yılların en yüksek enflasyonu oranı olarak tartışılıyor.
Türkiye’de ise enflasyon akıl almayacak düzeyde artıyor. Enflasyon oranı yüzde 85,5’e yükselirken gıda enflasyonu yüzde 100’e yaklaştı. Türkiye bu enflasyon oranı ile hem AB ülkeleri içinde hem de OECD ülkeleri içinde ilk sırada yer alıyor.
Gıda enflasyonu iki katına çıktı
Türkiye’de yüksek enflasyonun en büyük etkisi halkın alım gücünü düşürmesi oldu.
2022 yılı Ocak ayında yüzde 48,69’luk enflasyon ve yüzde 55,61’lik gıda enflasyonu ile 100 liraya alınan bir mal sepeti, 2022 Ekim ayında yüzde 85,51 enflasyon ve yüzde 99,05 gıda enflasyonu ile 142 liraya yükseldi.
Vergilerin oranı iki katına çıktı
Emekçilerin üzerindeki vergi yükü de arttı:
İşçilerin ücretlerinden alınan doğrudan vergilerin yanında halkın tükettiği ürünler üzerinden (KDV, ÖTV, harçlar, damga vergisi) alınan vergiler de her geçen yıl artıyor. 2021 yılı Ocak ayında 55,6 milyon lira olan dolaylı vergi geliri, 2022 yılı Ocak ayında yüzde 75 artışla 97,8 milyon liraya yükseldi. Ekim ayına gelindiğinde ise bir önceki yıla göre dolaylı vergi gelirlerindeki artış yüzde 109,9 oldu.
Türkiye asgari ücrette yerlerde
Asgari ücretteki erime devam ediyor. Sürekli artan enflasyon, TL’nin değer kaybetmesi ve ithalata dayalı üretim nedeniyle asgari ücrete yapılan artışlar, emekçilerin sorunlarına çözüm olmadı, krizin yükünü yine emekçiler çekiyor.
Eurostat verilerine göre; Türkiye’de asgari ücret yıl sonuna doğru 284 avroya kadar geriledi ve asgari ücret düzeyi en kötü üç ülke arasına girdi.
Her 5 kişiden biri borçlarını ödeyemiyor
Hanedeki toplam gelirle gerekli harcamaları karşılamakta zorlanılması 2021’de her 5 kişiden birinin borçlarını ödeyemeyeceği sonucunu da doğurdu.
2021 yılında taksit, kredi kartı ve diğer borç ödemelerini birden fazla kez ödeyemeyenlerin oranı yüzde 18,1 iken; elektrik, su, doğalgaz faturalarını ödeyemediklerini belirtenlerin oranı yüzde 20,5 oldu.
Bu oranın 2022’de artan ekonomik kriz göz önüne alındığında daha da arttığını öngörülüyor.
Ne yapmalı?
EMAR’ın araştırma raporundaki öneriler şu şekilde:
- Halkın egemenliğini ve emeğin haklarını esas alan toplumcu ekonomi politikalar hayata geçirilmelidir. Halkın refahını önceleyen, güvenli ve güvenceli istihdam yaratan, insan onuruna yakışır ücret sağlayan, toplumsal gelirin adil yeniden dağılımını, adaleti, demokrasiyi, toplumsal cinsiyet eşitliğini, kadınların toplumsal yaşamın her alanında eşit katılımını ve herkesin sosyal güvenliğini sağlayan ekonomi politikalarına ihtiyaç vardır.
- İşçilerin alım gücünün artıran gerçekçi ve uygulanabilir ekonomi politikalar oluşturulmalıdır.
- Vergi yükü emekçilerin omuzlarından alınmalı, vergide adalet sağlanmalı, vergi dilimleri hakkaniyetli bir şekilde yeniden düzenlenmelidir.
- Asgari ücret, insanca yaşanabilecek bir düzeye çıkarılmalı, asgari ücret hesaplamasında bir kişinin harcaması değil, en az 4 kişilik bir ailenin giderleri üzerinden bir artış sağlanmalıdır. En düşük emekli aylığı da en az asgari ücret düzeyine çekilmelidir.